Boş gezen ve kalfası


Trabzonspor, şampiyonlukla biten 2021-22 sezonunu ve o ciddiyet ve istekle başlanılan 5-6 sezonu daha saymazsak , son 41 yıldır geride bırakılan bir çok başarısız sezonun klasik sezon öncesi dönemlerinden birini yaşıyor.

Tabii ki bu geçen 40 yılda tüm sezon başlangıçları daha doğrusu hazırlıkları başarısız değildi.
Bordo -mavililer örneğin 95-96 vb. birçok sezon öncesi iyi bir kadro planlaması ile ve iyi bir hazırlık dönemi geçirerek lige oldukça hazır başlamıştı.
Ancak iyi hatırlanacağı gibi bazen saha içi, bazen de saha dışı nedenlerle sonuca ulaşılamadı.

Saha dışı çirkin durumlar(şampiyonluk maçında Trabzon şehir ve stadyumuna kolordu konuşlandırılması, hakem hataları adı altında çeşitli organizasyonlar, şike ve teşvik davaları vesaire) halen daha camiayı takip eden herkesin hafızasında ve ne yazık ki o zamanlardan bugüne Türk futbolunda bu tür durumların yeniden yaşanmamasına yönelik pek de bir mesafe kat edilemedi.

Hele de mevcut TFF yönetimiyle böyle bir beklentiye girmenin, Trabzonspor camiası için daha da büyük bir hayal kırıklığına sebep olacağı aşikardır.

Zira geçen sezon Trabzonspor'un bu kadar az puan toplayabilmesinde, en az kulüp yönetimi kadar hakem yönetimlerinin de payı var. Üstelik VAR sistemine rağmen.

Ancak saha dışı bu negatif olaylar, yıllar içerisinde Trabzonspor camiasında çok kötü bir alışkanlığı da beraberinde getirdi.

Birbirinden başarısız bir çok başkan ve yönetim , yaptıkları sayılamayacak kadar çok hataları, bu çirkin durumların arkasına saklamaya çalıştılar.

Örneğin tam da takım şampiyonluğa oynarken en elzem konu olan "takım bütünlük ve ahengini" sağlayamayan ve hatta kendi kişisel ego ve histerileri yüzünden bizzat bu bütünlüğü kendileri bozan başkan ve yöneticiler, bahane olarak hemen, daha önce yaşanmış olan bu çirkin durumları adres gösterdiler, ne yazık ki.

Ya da "şampiyonluğa oynuyoruz " diye kadroya koyup sahaya çıkardıkları vasat oyuncuları, kalite ortaya döküldükten sonra elden çıkarmaya çalışıp ,sıfır talep olunca da üste para verip gönderince, açıklama olarak" bizi şampiyon yapmıyorlar kardeşim" hikayesinin arkasına saklandılar.

Daha başka bir çok örneğin de ilave edilebileceği bu "mazeret uydurma " işi bir çok yönetim için de can simidi oldu.
Çünkü güzel işti.

Ne kadar hata yaparsanız yapın, ne kadar beceriksiz olursanız olun hep ama hep kusurlu başkalarıydı. Onlar hep sizi engelliyordu.

ERZURUM KAMPI
Korkarız ki aynı durum halen daha ve fazlasıyla güncel.

En çokta "kendisi en büyük idealini çocukça bir heyecanla gerçekleştirmeye çalışan ama gerçekte ise işler sarpa sardığında kolayca günah keçisi ilan ederek gönderilebilineceği düşünüldüğü için istihdam edilen" teknik adamınız açıkça ve defaatle beyan ettiği üzere" stoper, sol kanat, sekiz ve on numara lazım, bu dört kaliteli ayak olmadan oyun şablonumuzu uygulamamız imkansız" diye adeta bağırmasına rağmen, bu işi yapması beklenenlerin elleri cebinde havaya bakarak ıslık çalmalarından belli.

Bu arada futboldan az çok anlayan hemen herkesin heyecanlanmasına neden olan Saul transferi ele-yüze bulaştırılırken, ortadaki beceriksizlik ve rezalet yine "zavallı ve yalnız Trabzon" şehrine fatura edildi.

Kendisi ile aylardır görüşülen Saul'un son onda ortaya hamile bir eşi çıkıyor ve o da doğumunu Trabzon'da yapmak istemiyordu.
Aynen böyle söylendi kamuoyuna.

Güzelim Trabzon şehrine , fazlaca bir tanıtım bile olmamasına rağmen başta Orta Doğu olmak üzere dünyanın her yerinden gelen ve birçoğu burada gayrimenkul yatırımı dahi yapan milyonlarca turist varken, sözüm ona bütün dünyaya Trabzon şehrini tanıtma misyonuna haiz en önemli kurum olan Trabzonspor'un bazı yöneticilerinin güzelim Trabzon şehrine iftira atması tek kelime ile utanç verici.
Transferin konuşulduğu gece ,gençler ertesi gün havalimanında Saul'u karşılama hazırlığı yaparken, tecrübeli birileri tüm itirazlara rağmen" fazla heyecanlanmayın , bu oyuncunun bir eşi ya da kız arkadaşı çıkar ve o da Trabzon şehrini beğenmez(!) " dediler ve çok tepki gördüler.

Ancak Saul işi yatınca kimse tecrübeli birine " nereden bildin" diye sormadı.

Nitekim olaydan birkaç gün sonra yabancı basında, Saul'un Trabzonspor'un teklif ettiği 3.500.000 Euro'ya karşılık 2.200.000 Euro'ya Flamengo'ya yani modern bir hastanede sağlıklı bir doğum bir yana Maracana Stadı'ndan evinize saatinizi çaldırmadan(hırsızlara) gitmenin çok zor olduğu Rio De Janeiro'ya transfer olduğu yazıldı.