Göztepe maçı sonrasındaki değerlendirmede kadro derinliğinin önemine vurgu yapmış, bazı oyuncuların hazır olmadığını belirtmiş ve onların form tutmalarını da belirsiz bir tarihe zamanlamıştım.
Onlardan ikisi Talisca ve Oğuz Aydın'dı.
Çağlar'la ilgili de ilk Benfica hazırlık karşılaşmasındaki hatalarından sonra fazlasıyla karamsar düşüncelere sahip olduğumu buraya hemen not düşebilirim.
Sezonun hemen başındayız, kuşkusuz oyuncuların ritm bulmaları, takımla uyumlu hale gelmeleri zaman alabiliyor.
Esas mesele Fenerbahçe'nin bu kadar geniş zamanının olup olmadığı veya ne kadarına izin verebileceğiydi.
Şu an Fenerbahçe'nin istikrar ve huzurunu sürdürebilmesinin tek koşulu futbol takımının saha içi sonuçlarına bağlanmış durumda.
Feyenoord maçı sonrasında Camia üzerindeki o karamsarlığı üzerinden atmış; Göztepe karşılaşmasına kadar da yastığa başını özgüvenle, umutla koymuştu.
Göztepe karşısında o son dakika kaçan penaltı olmasa yine bu devam ederdi ancak beraberlik o eski günleri hatırlattı Fenerbahçelilere…
Kocaelispor karşısına Mourinho sanki takımla bir "challenge" yapar gibi bir süredir hazır olmadığı veya yerlerine oyuncu transfer edilmesi gerektiği ifade edilen işte bu oyuncularla çıktı.
Mourinho ile özelde bir sohbet yapsak belki de diyecek ki "bu maçta onlarla çıkmayacağım da hangi karşılaşmada forma vereceğim"
Böyle bir konuşma yok ama eğer söylemiş olsaydı sanırım kimse karşı çıkmazdı!
Bunların arasına bir de İsmail'i eklediğinizde kadroda oldukça iddialı bir rotasyon veya "challenge" yaptığını yazabiliriz.
Peki sonuç ne oldu
Şaşırtıcı bir şekilde bu dört oyuncunun da tüm istatistiklerde öne çıkan, taraflı tarafsız herkesi çok iyi oynadıkları yönünde birleştiren bir performansına şahit olduk.
Bu bir bakıma söz konusu oyuncuların neden Fenerbahçe'de olduklarının da bir ifadesi, anlatımı niteliğindeydi.
Çok çabuk adam harcama konusunda ülkemizin ilk sırada olduğu gibi bir aslında kötü bir başarı istatistiği var!
Fenerbahçe burada liderliği kimselere bırakmıyor.
Birkaç maçla hemen acımasızca hesabı kesip, adisyon şeklinde masaya bırakıveriyoruz.
Bunda oyuncuların ve teknik adamın hiç mi sorumluluğu yok peki
Kesinlikle var.
Ben zaten futbolcu merkezli bir eleştiri yapma, değerlendirme tarafındayım.
Çağlar'ı konuşalım mesela
Fenerbahçe'nin yıllardır en önemli sorununun stoper tandemi olduğu ve en fazla transfer yığınağının oraya yapıldığı ortada duran bir gerçeklikken; kendisini her an hazır tutması ve karşılaşmalar içinde dikkatli ve yüksek konsantrasyonla mücadele etmesi gerekirken böylesine vasat bir performans sergilemesinin tamamen oyuncudan kaynaklandığını bugün net bir şekilde gördük.
İlk golün dakikalar önce hazırlayıcısıydı. Asist de yaptı!
Topla en fazla buluşan ikinci oyuncu olurken yine en fazla isabetli pas atan ikinici oyuncuydu.
İkili mücadelenin hava dahil hepsinde %100'le oynayan bir Çağlar izledik.
Diğer tarafta İsmail orta alanda üst seviyede mücadele verdi.
İkili mücadelede en fazla başarı sağlayan oyuncu olurken yüzü rakip kaleye dönük şekilde oynaması da Fenerbahçe'nin hücum aksiyonlarının etkisini artırdı.