Kaybetmemek Fenerbahçe adına kazanımdı!

Uzun zamandır bu kadar kötüsünü görmemiş olabiliriz.

80'li yıllardan bir Samsunspor maçı hatırlıyorum; çok açık farkla kaybetmişti Fenerbahçe o karşılaşmayı. Dün eğer böyle bir skor ortaya çıkmamışsa biraz şans, fazlasıyla kaleci Tarık ve çokça da rakip oyuncuların beceri yoksunluklarından kaynaklandı diyebiliriz.

Neresinden bakarsanız bakın; bu sonuç eski yönetimin eseridir ve umarım bu esere birkaç hafta sonra "enkaz" yakıştırması yapmak durumunda kalmayız.

Karşılaşma boyunca Fenerbahçe'nin etkinlik gücü neredeyse sıfır şiddetindeydi.

Etkili alana tek bir pas bile atamayan oyuncu grubu vardı sahada.

Üzerine de oyuncuların ekstra hem isabetsiz hem de sonuçları ağır olacak hatalı pas tercihleri de eklenince ortaya izlemesi taraftarı için çok büyük bir sıkıntıya dönüşen bir Fenerbahçe çıktı!

Böyle zamanlarda "basit oynamak" diye bir alternatif oyun planı şeklinde devreye sokulabilirdi.

Ancak özelikle ilk yarıda kimi oyuncuların tek başlarına inisiyatif alarak şapkadan tavşan çıkarmaya soyunduklarını gördük, izledik.

Sonuç alınamadı tabii.

Bazı oyuncularda gereksiz yere ısrar mı ediliyor yoksa onlara son bir şans mı veriliyor gerçekten cevaplanması ve çözüm üretilmesi zor bir sorun ancak Samsunspor gibi bir takıma karşı sanki eksikmiş gibi oynuyor olmak da büyük bir riskti.

Dün Tedesco bambaşka bir diziliş denedi.

Merkezde tek başına bir Alvarez; Talisca ve Asensio ile birbirine yakın oynayan 8 ve 10 numaralar şeklinde bir kurguydu bu.

Szymanski'ye yine sol açıkta görev vermişti.

En Nesyri ile Kerem'den de ileride bir tandem yaratmayı planlamıştı.

Maç başlamadan bu şekilde bir senaryo üzerinde konuşuyor olsaydık belki "acaba olur mu" Sorusunu aklımızdan geçirmek mümkündü; ama sahadaki gerçekler bambaşka bir yüzleşmeyle karşı karşıya bıraktı bizi.

İki sezon önce Kerem ile İcardi'nin Galatasaray'da yaptıklarını Kerem ile En Nesyri'den beklemek sanırım hayalkırıklığından başka bir sonuç vermeyecek görünüyor.

Maçın belki de Fenerbahçe adına en net pozisyonlarından birinde En Nesyri topu bencilce kendi kullanması bir fikir verdi bize.

Aslında Nice maçında benzer şeyi de Kerem yaptı; daha müsait durumdaki En Nesyri'ye vermek yerine şut çekti.

Ama gol tüm kusurların üzerini örten bir ödüldür futbolda. Gol olmasaydı Perşembe gecesinde konuşacağımız bir detaydı bu pozisyon.

Diğer tarafta her iki oyuncunun birbirlerini tamamlamak yerine aynı kutba sahip mıknatısın iki yönü gibi oynamaları Fenerbahçe'nin hücum gücünün etkisini yok etti.

Peki daha topu ceza sahasına bile getirememişken niye forvetten başladık

En azından Fenerbahçe'de forma bekleyen bir Cenk Tosun da olduğunu hatırlatmak için.

Geçen hafta Fenerbahçe'nin daha fazla ceza sahasına girmesi gerektiği üzerine zaten uzun uzun konuşmuştuk.

Ama bunu yapamayan bir takım var ortada.