Madalya yolunun kolaylanması bakımından bir galibiyetten daha fazlasını sağlayan Sırbistan zaferi sonrası karşımıza çıkan İsveç'in 'katiyen pes etmeyen bir takım' kimliğine bürünmesi ve üstüne üstlük maçın saat 12.00'de oynanması saçmalığı yüzünden devlerimiz hücum ritmini bir türlü bulamadı.
Tarihinde ilk kez Top 16'ya kalmış, bu maçta kaybedecek hiçbir şey olmayan İsveç, gamsız rahatlığın getirdiği yüksek isabetli başladı maça. Bizim düşük enerjili başlangıcımızdan yararlanarak, kolay gelip kolay top indirdiler boyalı alanımıza. İsveç'in 'acaba biz de maçta olur muyuz' kalkışmasına uzun süre ket vuramadık.
Kapalı alan savunması ile hücumumuzu boğup Alperen'i içeri ve oyuna sokmadılar. Potamızın altında adeta voleybol oynadılar. Adem Bona'nın blokları dahi kıramadı şevklerini. İlk yarı girmeyen şutlar, alınamayan ribaundlar, yapılan top kayıplarıyla basketbola dair her şey kötü gitti bizim için. Tam bir devre bekledik, maç erken saatte oynandığından olsa gerek, uyurgezer günlerinde olan devlerimizin oyuna girmesini.