Hepimizin oynamaktan büyük zevk alacağı yeni bir teknolojimiz oldu: Evrensel çeviriciler. Apple, Google ve Meta'nın yeni yarış pisti olmaya aday 'evrensel çevirici' cihaz ve uygulamaları aynı zamanda kimin teknolojiye daha çok hâkim olduğunu da ortaya koyacak.
Çocukluğumda sinemada izlediğim dedektif Dick Tracy karakterinin en sevdiğim marifeti kol saatinden sesli olarak haberleşmesiydi. 1930'lar dekorunda geçen filmdeki 90'lı yıllar için bile fütüristik sayılan teknoloji doneleri ilham vericiydi...
35 yıl sonraya, geçen haftaya ışınlanıyorum... İstanbul çevresindeki orman kasabalarından birindeyim. Uğradığım bisiklet tamircisi, aynı zamanda gönüllü itfaiye, tamirat sırasında çalan telefonunu kol saatinden yanıtlıyor. Tişörtü makine yağıyla kararmış usta, gözlüğünün üstünden bakarak bükülmüş bileğine doğru konuşurken ateşlerin içinden gururla çıkan Dick Tracy'yi hayal ettim...
Eskiden bilimkurgu filmlerinde cihazlara konuşmak, ortamdaki teknolojinin ne kadar ileri olduğunun güçlü bir donesiydi. Gelecekte gerçekten olabilecek, hatta 'ha yapıldı yapılacak' denen teknolojilerse filme olan iştahı arttırırdı. Star Trek'in güvertesine yolu düşen Turist Ömer'in karşılaştığı Mr. Spock'ın "Kompüter verileri ver" komutu unutulmazlar arasındadır.
Haberin DevamıGelgelelim akıllı saatler bir neslin çocukluk fantezilerini gerçekleştirdiğinde artık herkes çoktan büyümüştü. Şimdiyse eminim hepimizin oynamaktan büyük zevk alacağı yeni bir teknolojimiz oldu: Evrensel çeviriciler. 'Star Trek'ten gıpta ettiğimiz ama neyse ki 300 yıl beklememize gerek kalmayan canlı çeviriciler, yapay zekâ marifetiyle artık resmen hayatımıza girdi. Üstelik teknoloji devlerinin rekabetini de kızıştırarak... Apple, Google ve Meta'nın yeni yarış pisti olmaya aday 'evrensel çevirici' cihaz ve uygulamaları aynı zamanda kimin teknolojiye daha çok hâkim olduğunu da ortaya koyacak...
Dilin yaşayan bir varlık olması, evrensel çeviricilerin işini en karmaşık hale getiren şey. Bugünkü büyük dil modelleriyle gelişen yapay zekâ için dildeki nüansları anlamak her zaman kolay değil. Bilhassa Türkçe ve Çince gibi dillerde tonlamalarla çok değişen anlamlar, hatta bizdeki gibi sadece enerjiyle yüklenen manaları yapay zekânın ayırt edebilmesi bir mesele. Yine de yüksek işlemci gücü ve makine öğreniminin ilerlemesiyle gelişme kaydetmek zamanla mümkün olacak.
Haberin DevamıGözler cihazlarda
Mevzu işlemciye geldiğindeyse gözler cihazlara, yani akıllı telefonlara çevriliyor. Apple'ın iPhone 17 ve AirPods Pro 3'le geçen hafta lansmanını yaptığı canlı çevirici teknolojisi, iOS 26 işletim sistemiyle ve en düşük 15 Pro/Pro Max modeliyle çalışabiliyor. Google'sa geçen ay tanıttığı Pixel 10 telefon modeliyle evrensel çevirici özelliğini göstermeye başlamıştı. Sektör bakımından evrensel çeviriciler, akıllı telefonlarda yapay zekâya neden ihtiyaç duyulacağının en nitelikli yanıtı olmaya hazırlanıyor. Canlı çeviriciler, kulaklık aksesuarları için şimdiden oldukça değerli bir satış noktası haline geldi. Çeviriyi işleyecek yapay zekâysa ancak güçlü işlemcilere ve gelişmiş yazılım mimarisine sahip modellerde çalışabiliyor. Tüm bu koşullarınsa tüketicileri daha yeni ve güçlü cihazlar satın almaya teşvik edeceği kesin...
Haberin DevamıÖte yandaysa her zaman akıllara düşen "Acaba teknoloji gerçekten hazır mı" sorusu... Tam pişmeden servis etme geleneği, esasında yazılım sektörünün normallerinden biri. Nitekim Google bile ilk çıktığında bir 'beta' sürümüydü... Ancak 'canlı evrensel çevirici' hemen arzulanacak ama defoları anında hissedilecek bir teknoloji olduğu için büyük teknoloji şirketlerinin yumuşak karnına da dönüşebilir.