Tarihin eşiği, Montella ve Milli umut

Futbol Milli Takımlar için sadece 90 dakikalık bir oyun değildir. Ülkelerin kaderini, duygusunu, hatta birlik duygusunu yeniden şekillendiren bir aynadır. Türkiye, uzun yıllardır o aynaya baktığında çoğu kez hüzün görüyordu. Kırılmış umutlar, kaçan fırsatlar, 'Nasıl olmaz!' diye biten cümleler... Ama şimdi tablo değişti. Bulgaristan ve Gürcistan galibiyetleriyle birlikte Türkiye A Milli Takımı, 24 yıl sonra ilk kez Dünya Kupası'na bu kadar yakın.

HER USTA BİRAZ GÜRÜLTÜ ÇIKARIR

Bu başarı tesadüf değil. Montella'nın gelişiyle birlikte sahadaki düzen kadar, soyunma odasındaki ruh da değişti. Zaman zaman eleştirildi, bazı forma tercihleri tartışma yarattı, evet… Ama unutmamak gerekir ki, yeniden inşa edilen her binanın duvar ustası biraz gürültü çıkarır. Montella, Türkiye'nin milli ruhunu o duvarların arasına işleyen o usta.

Artık Türk futbolu yeniden bir "biz" hikayesi anlatıyor. Tribünde, sosyal medyada, kahvehanelerde, iş yerlerinde herkesin dilinde aynı cümle: "Bu gençlerden olacak gibi…" hatta bunu ağır İspanya mağlubiyeti bile değiştiremedi.

AİDİYETİN ADI: MONTELLA

Montella sadece bir teknik direktör değil; bu ülkeye aidiyet besleyen bir karakter. Altın jenerasyonun filizleri onun ellerinde palazlandı. Yetenekleri ile sınırlı kalmayan, karakteristik bir Milli Takım arzusu oyunculara da sirayet etmiş durumda. Formayı giyen her futbolcu artık sadece bir milli maç oynamıyor; bir ülkenin yeniden ayağa kalkış hikayesinin parçası oluyor.