'Adile Naşit' filmi Yeşilçam'ın büyülü dünyası içinden süzülen, star sisteminin klişelerini kıran, 'Hababam Sınıfı'nın Hafize Ana'sı, 'Uykudan Önce'nin Adile Teyze'si unvanlarının sahibinin, aynı zamanda evladını kaybetmiş bir annenin dramını anlatıyor. Çağan Irmak imzalı yapımda Adile Naşit'i Meltem Kaptan canlandırıyor.
Tuluat ustası Naşit Bey (Özcan) ve eşi Amelya Hanım'ın iki çocuğu Selim ve Adile için tiyatro fuayesi adeta oyun alanıydı. İkili sahne tozu yutarak büyümüş ve geleceğin sanatçı namzeti olarak hayat yarışına hazırlanmıştı. Babanın erken ölümü ve kimi ekonomik zorluklar yollarını uzatsa da bir şekilde hedefe vardılar. Özellikle Adile sahnede göz kamaştırıcıydı ve dikkat çekici performansını sonraları sinemaya da taşımak istedi. Lakin başvurduğu ilk kapıda fiziği nedeniyle engellerle karşılaştı; "Sinema yakından bakar, sinema her şeyi görür" diyerek bu yoldan dönmesi tavsiye edildi. Keza dönemin yıldızı Şevkiye May da benzer yaklaşımdaydı: "Bu kamera başka türlü bir mahluk. Hevesine yazık, buralarda yorma kendini. Kamera kaprislidir, öyle herkesi sevmez. Çarpık bacağa, eğri büğrüye müsamahası yoktur. Kabiliyet tek başına yetmez."
Haberin DevamıAdile "Bıktım bu olamazsın dünyasından" diyerek bir yandan isyan etti ama öte yandan sanatını icrayı da sürdürdü. Arada aynı meslekten Ziya Keskiner'le hayatını birleştirdi, Ahmet adında bir oğlu oldu. Derken şöhreti sinema camiasına kadar ulaştı, bu kez onlar buyur etti onu beyazperde cephesine. Arzu Film çatısı altında 'Ertem Eğilmez ekolü'ne dahil oldu, onca film, onca unutulmaz sahne derken oğlu Ahmet'in doğumundan beri peşini bırakmayan kalp rahatsızlığı nihayetinde onu elinden aldı. Bir yanda acısı, bir yanda sinemanın verdiği coşku; bu çizgi üzerinde ilerleyen öyküsü boyunca ülkenin birkaç kuşağının zihinlerinde yer etti, TRT kanalındaki 'Uykudan Önce' programı vasıtasıyla bütün çocukların sevgisini kazandı.
Çağan Irmak sinema serüveninde ilk kez kendisinin kaleme almadığı (Nermin Yıldırım imzalı) bir senaryoyla işte bu ölümsüz sanatçının öyküsünü perdeye taşıyor. Girişte özetlediğim hayat serüveninin çizgilerinde dolaşan ve 'Adile Naşit' ismini taşıyan bu proje aynı zamanda Yeşilçam'ın tarihinden de kimi kesitler sunuyor. Çağan Irmak, naçizane bence, modern zamanlarda kendini ifade etmekte zorlanan geçmiş sinema mirasımızı bugüne taşıma konusundaki en mahir yönetmenimiz. Bazen komediye göz kırpsa da genel çizgileri itibariyle melodramın temsilcisidir kendileri. Bu çerçeve içinde geniş seyirci kitlesiyle eleştirmenleri aynı beğeni düzleminde buluşturan nadir yaratıcılardan da biridir. Dolayısıyla Yeşilçam'ın en kendine has kişiliklerinden birinin hikâyesini aktarmak bakımından en doğru adreslerden de biri olduğu aşikârdı. 'Adile Naşit' bu açıdan bile kayda değer bir çaba.
Haberin DevamıFilm iki ana arterde yürümeye karar vermiş: Bir; evlat acısını her daim yüreğinde taşıyan bir anne ve fakat ölümünde yanında ol(a)mayıp sahnede sanatını icra etmeye çalışmanın vicdani yüküyle hayatını sürdürmeye çalışan bir profil. İki; klasik yakışıklı erkek-güzel kadın denkleminde formüle edilmiş bir starlık sistemine kendince başkaldıran ve hedefine ulaşan bir sinema emekçisi. Bu iki güçlü damar üzerinde yükselen öykü ağırlıklı olarak 'ana yüreği'ne daha fazla göz kırpıyor.
Öte yandan Adile Naşit'in sinema serüveni Arzu Film yapımlarıyla filizlenip gürleştiği için bir yanıyla fonda Yeşilçam tarihinin bir bölümüne de tanıklık ediyoruz. 'Beyoğlu Güzeli', 'Gülen Gözler', 'Süt Kardeşler' gibi yapımların çekilme aşamaları, 'İşte Hayat'la gelen Antalya Altın Portakal En İyi Kadın Oyuncu ödülü, başta Münir Özkul olmak üzere Tarık Akan, Ayşen Gruda, Müjde Ar gibi starların Naşit'in hayatındaki özel yerleri, 'Hisseli Harikalar Kumpanyası' adlı müzikal, elbette "Kuzucuklarım" diye başladığı bütün çocuklara seslenirken bir yandan da Ahmet'ine selam gönderdiği 'Uykudan Önce' programı vs. öykünün uğradığı öncelikli duraklar.
Haberin DevamıBu arada Arzu Film sahnelerinde Tarık Akan'ın sürekli toplantılara geç kaldığını görüyoruz. Film Ertem Eğilmez'iyse 'bedenen' göstermemeyi yeğlemiş; bunun nedenini tam olarak bilmiyorum ama bu cephe sanki eksik kalmış. Keza 'Hababam Sınıfı'nın Hafize Ana'sı olarak sadece girişte ziliyle arzı endam ediyor, burası da bana eksik parçalardan biri geldi.
Sinemamız son dönemde biyografik öykülere fazlasıyla rağbet gösteriyor. Genel bir çerçevede daha çok dramatik hayatlara sahip müzisyenlerin yaşamları perdeye taşındı. Yeşilçam gibi koca bir deryaysa bireysel serüvenlerden çok dönemsel ya da simgesel yapımlarla hatırlandı; 'Arabesk' (Yön: Ertem Eğilmez), 'Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni' (Yön: Yavuz Turgul), 'Hayallerim, Aşkım ve Sen' (Yön: Atıf Yılmaz), 'Kardeşim Benim' (Yön: Nesli Çölgeçen), 'Arif V 216' (Yön: Kıvanç Baruönü) ve 'Parçalı Yıllar' (Yön: Hasan Tolga Pulat) bu kulvarda benim ilk elde aklıma gelenler. Keza Şahin Kaygun'un 'Afife Jale'si ve Ziya Öztan'ın 'Cahide' adlı TRT dizisi sinema tarihimizdeki önemli figürlerin hayatlarını aktaran az sayıdaki örneklerdir. Bu bakımdan 'Adile Naşit' alanında, ileride öncü bir yapım olarak kabul edilecek gibi görünüyor. Filmde yan karakterler olarak karşımıza çıkan onca ismin her birinin ayrı ayrı öyküleri çekilmeyi bekliyor sanırım. Hatta yeni kuşakların belki Çağan Irmak'ın bu yapıtıyla ismini duydukları Şevkiye May da 'Cahide Sonku trajedisi' yüklü bir Yeşilçam starı...
Haberin Devamı'Adile Naşit'te Alman sinemasından transfer edilerek başrolü teslim edilen Meltem Kaptan doğrusu filmin bütün yükünü üstlenmiş. Özellikle 'Rabiye Kurnaz George W. Bush'a Karşı' (Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush) filmiyle tanınan Kaptan, karakterini sade ve samimi bir kimlikle sunmayı ve inandırıcı kılmayı başarmış. Levent Can da Münir Özkul'da çok çok iyiydi.

4