Çatıdan girerek fast food restoranlarını soyan, daha sonra yakalanan ve hapisten kaçan bir soyguncu... Bir Toys "R" Us mağazasında saklanırken çalışanlardan birine âşık olur. Channing Tatum ve Kirsten Dunst'ın başrolde olduğu, Derek Cianfrance'ın yönettiği 'Çatıda Biri Var' sınıfsal bir dramın ifadesi.

Kuzey Carolina'da yaşayan, eşinden ayrılmış, üç çocuk babası eski bir asker; Jeffrey Manchester, küçük kızına doğum gününde aldığı hediyenin onda istediği etkiyi yaratmadığını fark eder. Nihayetinde asıl beklentisi olan bisikleti almak için harekete geçer. Ekonomik olarak bu işlerin üstesinden gelecek durumu yoktur ve çare olarak bir gece bir McDonald's restoranının çatısından içeri girer ve sabah dükkâna gelen elemanlara kasayı açtırarak bir soygun gerçekleştirir. Çalışanları soğuk hava deposuna kilitlerken ceketi olmayan elemana da kendi montunu verir. Sonrasında bu işi rutine sokar ve fast food zincirlerinin çok sayıda restoranını soyar. Lakin yakalanır. Hâkim, çalışanları silah zoruyla alıkoymak suçları da dahil olmak üzere kendisine 45 yıl hapis cezası verir.

2000'de girdiği hapiste iyi bir intiba bırakır ve ortamın kendine sağladığı konfordan yararlanarak 2004'te cezaevine servis veren bir kamyonun altına saklanarak kaçar. Eski mesleğini icra etmek için girdiği büyük bir Toys "R" Us oyuncak mağazasının geniş reyonlarını beğenir ve burada kendine bir sığınak inşa eder. Geceler onundur ve boş mağazada özgürce turlar. Zamanla oyuncak telsizler sayesinde ikiyüzlü müdür ve çalışanlar arasındaki ilişkilere de hâkim olur, vardiya saatleriyle oynayarak kendince adalet sunar.

Nihayetinde mağaza çalışanlarından Leigh Wainscott'ın gönüllü olarak çalıştığı Crossroads Kilisesi'nin düzenlediği bağış kampanyasına çalıntı oyuncaklarla katkıda bulunurken boşanmış, iki kız annesinin hayatına dahil olur. Leigh'e âşıktır ve bu aşk ona yeni bir motivasyon sağlar. Öte yandan yalanları da çoğalmaktadır. İlişki esnasında John Zorn adını kullanır, devlet için gizli bir görevde çalıştığını söyler, iki kız için baba figürüne dönüşür vs. ama nihayetinde maskesi bir şekilde düşecektir...

'Aşk ve Küller' (Blue Valentine), 'Babadan Oğula' (The Place Beyond the Pines) ve 'Hayat Işığım' (The Light Beewen Oceans) gibi yapıtlarıyla tanınan Derek Cianfrance'ın son çalışması 'Çatıda Biri Var' (Roofman) girişte özetlediğim dinamikler üzerinde yükselen bir yapım.

ÇATIDA BİRİ VAR

◊ Yönetmen:Derek Cianfrance

◊ Oyuncular: Channing Tatum, Kirsten Dunst, Peter Dinklage, Ben Mendelsohn, LaKeith Stanfield, Lily Collias, Kennedy Moyer, Uzo Aduba, Juno Temple, Emory Cohen, Melonie Diaz, Molly Price, Tony Revolori, Jimmy O. Yang

ABD yapımı

'Nazik soyguncu'

Yönetmenin senaryosunu Kirt Gunn'la birlikte kaleme aldığı filmin ana karakteri Jeffrey Allen Manchester gerçek bir kişilik. Öyküde aktarılanlar da neredeyse bire bir yaşanmış. Ve işin ilginci, Manchester'ın yaşadıklarını normalde anlatsanız "Yok canım, bu kadar da olmaz" dersiniz ama bu tuhaf olaylar söz konusu eski askerin başına gelmiş ve 'inanılmaz ama gerçek' kabilinden hafızalara yerleşmiş.

'Çatıda Biri Var' temel olarak sınıfsal bir dramın ifadesi. Herkes gibi çocuklarına iyi bir baba profili çizmek isteyen Jeffrey Manchester, sistemin buna izin vermediği bir noktada çareyi çatılardan girip soygun yapmakta buluyor. Öte yandan eylemleri sırasında karşısına çıkan emekçilere karşı tavırları (depoda üşütmesin diye ceketini vermek, yumuşak bir üslup kullanmak vs.) hem mağdurların hem de medyanın onu 'nazik soyguncu' olarak tanımlamasına ortam sağlıyor. Hapiste de bu kişiliği ön plana çıkıyor. Nihayetinde firarının ardından yerleştiği oyuncak mağazasında dışarıdan gözleme soyunduğu dönemde ekibin acımasız şefi Mitch'e bilenirken izole hayatının verdiği bıkkınlığı aşmak için kiliseye gidiyor ve burada hem aşkı buluyor hem de bambaşka bir sosyal çevrenin parçası oluyor.

'Çatıda Biri Var'ın en büyük avantajı gerçek hayattan alınma ana karakterinin sürükleyici öyküsü. Anlatı bu avantajdan elbette yararlanıyor ama sinemasal tercih klasik Hollywood tadından yana kullanılınca film yüzeysel ve klişe sulara çekiliyor. Oyunculuklara gelince; Channing Tatum, Jeffrey'yi hem gerçek kılıyor hem de sempatik ve zaman zaman boşluk hissi veren bakışlarıyla bir saflık merkezine dönüştürüyor. Keza Kirsten Dunst da sevecen ve aşka kapılırken çocuklarına hâkimiyetini kaybetmek istemeyen Leigh'de iyiydi. İkili arasındaki kimya da filmin en inandırıcı yanlarından. Kilise rahibi Ron'da Ben Mendelsohn'u, Jeffrey'nin askerlik arkadaşı Steve'de LaKeith Stanfield'ı, Steve'in kız arkadaşı Michelle'de Juno Temple'ı, Leigh'in kızlarından Lindsay'de Lily Collias'ı, Dee'de de Kennedy Moyer'ı izlediğimiz yapımda en kötü performansı mağaza müdürü Mitch'te karikatürize oynayan Peter Dinklage sunmuş.

Peki, öyküye kaynaklık eden ve yalanlarını kendini korumak için söylediğini belirten ama Leigh'ye karşı hislerinin gerçek olduğunun altını ısrarla çizen Jeffrey Manchester'ın bu filme katkısı nasıl olmuş dersiniz Yönetmen Derek Cianfrance bu meseleye ilişkin yaşadıklarını Esquire dergisine verdiği röportajda nakletmiş. Manchester halen Kuzey Carolina-Raleigh'deki Merkez Hapishanesi'nde yatıyor. Cianfrance filmi çekmeye karar verdikten sonra gizleyecek bir şeyi kalmadığı için onu ana kaynağı yapmış. Kurallar gereği Jeffrey'yi arayamadığı için onun kendisini araması yoluyla bilgi edinmiş. Konuşma süresi 15 dakikada kısıtlandığı için yüzlerce kez telefon görüşmesi yaptığını söylüyor. Bir ara kendini Manchester'ın yalanlarına kanan bir aptal gibi hissettiğini belirten Cianfrance, olayların diğer tanıklarıyla da görüşerek bir tür 'sağlama' yapmış: "Onu tutuklayan polisle, 45 yıl hapse mahkûm eden hâkimle, annesiyle, erkek kardeşiyle, Leigh'le, kilisenin papazıyla, yani konuşmayı kabul eden herkesle görüştüm ve onlar, Manchester'ın aktardıklarını doğruladılar." Cianfrance ana karakterini de şöyle tanımlamış: "Aslında Jeff'i suçlu yapan şey insanlığıydı."