Kenara çekilmiş ve kendine yeni bir hayat kurmuş yaşlı bir suçlunun eski eşi ve oğlu evine gelir, ardından da ortamın huzuru kaçar... Dito Montiel imzalı 'Ayak Takımı', kara komedi türünde bir yapım. Filmin kadrosunda Ed Harris, Jennifer Coolidge ve Bill Murray boy gösteriyor.

Eski bir suçlu; Vincent. Sandy ve onun önceki evliliğinden oğlu DJ'le mutlu, beladan uzak bir hayatın içindedir. Derken reddettiği oğlu Rocco, hamile kız arkadaşı Marina ve eski eşi Ruth çıkagelir... Bu ziyarete ilişkin sis perdesi sonradan aralanacaktır; eski suç ortağı Leftie ve yanında çalışan Lonnie, Rocco'nun peşindedir. Peki ama bu takibin sebebi nedir; çok geçmeden bu mesele de kıyıya vuracaktır...

Senaryosunu John Pollono'nun kaleme aldığı, yönetmen koltuğuna da Dito Montiel'in oturduğu 'Ayak Takımı' (Riff Raff) Amerikan bağımsız sinemasının taze örneklerinden. New England kırsalındaki sakin akan yaşantısı geçmişine ait izlerin kendisini ziyaretleriyle bozulan eski kanundışı karakterin içine düştüğü çıkmaz etrafında biçimlenen yapım, kimi heyecanlandırıcı ve seyircinin kendisini kaptıracağı sahnelere sahip olsa da genel çerçevesi itibariyle ortalamayı pek aşamıyor. Çoğu arıza karakterlere sahip bir toplam içinde 'Ayak Takımı' kimi uçlara savruluyor, ilgi çekici noktalara uzanıyor ama yine de çarpıcı izler bırakamıyor.

Filmin ana motivasyonu genel hatlarıyla karakterlerin arıza biçimleri. Vincent western'lerdeki tövbe etmiş eski silahşorları andırıyor. Lakin tıpkı 'Vahşi Batı'da olduğu gibi tartışmalı geçmişi bir şekilde kapısını çalıyor ve kendini hatırlatmak zorunda kalıyor. Karısı Sandy, oğlu DJ'le (ki yaşananları izleyiciye o aktarıyor) öykünün en günahsız, masum karakterleri... Eski karısı Ruth alkolik, kaba ve çılgın... Yaşının ona yüklediği ağırlıkları taşımak istemiyor, geçmiş günlerini ve ihtişamını arıyor. Rocco üzerine biçilen 'işe yaramaz' elbisesini çıkarmak konusunda gayretli gözükmüyor ama İtalyan kökenli Marina'ya sırılsıklam âşık ve 'baba' olmanın heyecanını taşırken bu durumun, ebeveyni Vincent tarafından yok sayılma hissiyatını da yok edeceği kanısında. Rocco'nun peşinde, eski suç yoldaşı Vincent'ın evine ve yeni hayatına doğru harekete geçen Leftie ise son derece soğukkanlı bir katil. Öte yandan yolculuk esnasında girdikleri dükkânın sahibinin ve uğradıkları evin komşularının öldürülmeleri için sunduğu gerekçeler de öyle eften püften ki... Onun da öncelikli sorunu, kapısını derinden çalan yaşlılık meselesi...

AYAK TAKIMI

Yönetmen: Dito Montiel

Oyuncular: Ed Harris, Miles J. Harvey, Lewis Pullman, Gabrielle Union, Bill Murray, Pete Davidson, Jennifer Coolidge, Emanuela Postacchini, Michael Angelo Covino, P. J. Byrne, Brooke Dillman

ABD-İngiltere ortak yapımı

90'lı yıllarda Quentin Tarantino eski defterleri karıştırıp yeni bir dinamizmle seyirci karşısına çıkarken 'suç filmleri' kanadında taze bir soluk olmayı başarmıştı. Tüm bu dinamikleriyle 'Ayak Takımı' dışarıdaki kimi eleştirmenlere göre Tarantino yapımlarındaki atmosfere ve ruha sahip olma görüntüsündeymiş. Hatta 'Rezervuar Köpekleri'nin (Reservoir Dogs) yanı sıra 'Sıkı Dostlar' (GoodFellas), 'İhtiyarlara Yer Yok' (No Country for Old Men) esintileri bulanlar bile var. Ama bu tespite soyunanların da belirttiği gibi Dito Montiel'in yapıtı, tüm bu büyük izlerin peşine düşen ama kendi başına orijinal olmanın üstesinden pek de gelememiş bir adımdan öteye kendini taşıyamıyor.

TECRÜBELİ YILDIZLAR AMA...

Oyunculuklara gelirsek...Kadronun en parlayanı bence Ruth rolündeki Jennifer Coolidge olmuş. Deneyimli oyuncu karakterini 'arızalar topluluğu'nun zirvesine taşımayı başarmış. Ed Harris, Vincent'ta, Lewis Pullman da Rocco'da resmi tamamlayan unsurlardan öteye gitmemiş. Bill Murray ise Leftie'de az biraz abartılı biçimde sakin, hayata ve gidişata ilişkin yüksek fikirler beyan eden, felsefi tatlarla dolu bir portreye imza atmış. Ama genel olarak insan bu kadrodan daha iyi bir film çıkmasını bekliyor; futbol mantığıyla ifade edersek 'kara komedi' sularında yüzen 'Ayak Takımı' tecrübeli eski yıldızlardan oluşan bir kimyaya sahip ama üst sıralara oynamak yerine ortalara tutunmaya çalışan bir takım hüviyetinde geldi bana...

DERİN BİR YARANIN TORTULARINDA

Taşrada hayat süren ve aile yuvası içinde boğulan Gülizar, evliliği bir kurtuluş olarak görür ve bir tür 'görücü usulü'yle Kosova'ya gelin gitmeye karar verir... Onu, bu Balkan coğrafyasında kız kardeşini kaybetmiş Emre beklemektedir. Otobüs yolculuğuyla çıkılan bu yeni rotada genç kadının başına beklenmedik bir olay gelir; verilen mola esnasında tacize uğrar. Bu saldırının artçıları ruhunu fazlasıyla örselerken yaşadığı travma doğal olarak giderek büyür...