'Değirmenlere karşı yitik bir savaşçı'

Gençliğinde parlak bir şair olarak dikkat çeken ama sonrasını getiremeyen, işsiz, alkolik, kızına babalık yapmakta zorlanan Oscar Restrepo... Kolombiyalı yönetmen Simon Mesa Soto imzalı 'Bir Şair' çarpıcı bir tutunamayan hikâyesi. Film bu yıl Cannes'da Belirli Bir Bakış bölümünde Jüri Ödülü kazanmıştı.

B ir zamanlar yazdıklarıyla gelecek vaat eden, genç ve hırslı bir şair olarak hafızalara kazınan Oscar Restrepo kimi başarılara imza atmıştır. Ama artık gelecek çoktan kapıyı çalmış ve o başarısızlıklarla örülü hayatın içinde debelenip duran bir karaktere dönüşmüştür. Yıllardır kaleme aldıkları basılmamış, edebiyat çevresinin alay konusuna dönüşmüş, küstah bir orta yaşlı adamdır. Ailesi onu terk etmiş, üniversite yolundaki kızı annesiyle birlikte yaşamaya başlamış, Oscar da annesinin yanına sığınmış ve adeta utanç abidesi olmuş bir alkoliktir. Kendisine önerilen işleri de genelde "Ben şairim" kibriyle geri çeviren bu kayıp kişilik nihayetinde kız kardeşinin aracılığıyla bir lisede edebiyat öğretmenliği yapmayı kabul eder.

Okuldaki ilk gününde öğrenciler karşılarında sarhoş ve tuhaf bir hoca bulur. Bu yeni sayfada da ona yer yok gibi görünürken sınıfta şiirle ilgilenen Yurlady adlı 15 yaşındaki kız öğrencinin yazdıklarına göz atar ve onda büyük bir umut ışığı görür. Şair arkadaşı Efrain'i haberdar eder ve takıldıkları 'Şiir Evi'nde bir okuma günü düzenlemeye karar verirler. Yurlady, Oscar için yeni bir keşif ve kendi gençliğinin yansımasıdır. Yaşlı şairler topluluğu da fakir bir aileden gelen bu genç yeteneği, kendilerine zaman zaman yardımcı olan Hollandalı kültür temsilcisiyle tanıştırarak 'Şiir Evi'ne fon sağlama peşindedir. Derken etkinlik sonunda aldığı içkinin dozunu kaçıran
Yurlady ve sonradan başına gelenler, Oscar'ın zaten sorunlu olan prestijini bozacak, işler içinden daha da çıkılmaz hale gelecektir...

Haberin Devamı

Cannes'da gösterilen ve ödüllendirilen iki kısa filminin yanı sıra 2021 tarihli ilk uzun metrajı 'Amparo'yla tanınan Kolombiyalı yönetmen Simon Mesa Soto'nun ikinci adımı 'Bir Şair' (Un poeta) girişte özetlediğim konuya sahip. Film dünya prömiyerini bu yılki Cannes'da Belirli Bir Bakış bölümünde yaptı ve Jüri Ödülü kazandı. Yönetmenin doğup büyüdüğü ve genel olarak derin bir yoksulluğun hüküm sürdüğü Medellin'de geçen yapımda sefil denecek bir hayat yaşayan, tutunma dalı olarak da şiiri seçen bir adamın hikâyesi anlatılıyor.Filmde yetenekli genç şair Yurlady karakterini Rebeca Andrade canlandırıyor.

Haberin Devamı

Kız kardeşinin ifadesiyle 'işsiz' olarak yaşayan Oscar, sürekli alkole sığınır, kızından bile para isteyecek durumdadır ve sık sık öfke nöbeti geçirir. Ülkesinin Nobel'li yazarı Gabriel García Marquez'den nefret eder. Kutupyıldızı olarak seçtiği, 30 yaşındayken (1896'da) intihar eden şair Jose Asuncion Silva'ya olan sevgisinin altını çizer. Keza intihar fikri onda da vardır...

Kimi eleştirmenlerin Don Kişot'a benzettiği Oscar aslında yönetmenin bir tür kendi tezahürü. Zira Soto bu filmi çekme motivasyonunun "Ya bir sanatçı olarak başarısız olursam" sorusuna samimi bir cevap bulmak olduğunu belirtmiş.

Çarpıcı bir başarısızlık abidesi gibi yükselen Oscar'ın Yurlady sayesinde hayatında yeni bir amaç vardır. Genç kız onun için hem edebiyat çevresine "Bakın, ben buldum" diyebileceği parlak bir cevher hem de arasının bozuk olduğu kızının yerine koyacağını yeni bir sevgi kapısıdır. Ancak Yurlady'nin derdi şair olmak değildir; o içinden gelen duyguları kâğıda dökmekte, sıkıldığı zamanları böyle ifade etmektedir. Hayatını döndüreceği bir düzenden ve geniş ailesiyle yaşamaktan başka gayesi yoktur. Onun üzerinden şöhret kazanmak isteyen Efrain'la edebiyat çevresi ve Yurlady'nin başı öğretmeniyle derde girdiğinde bunu paraya çevirecek ailesinin ikiyüzlülüğü filmin altını çizdiği satırlardan.

Haberin Devamı

'Bir Şair'de yönetmen 'tutunamayanlık dozajı' çok daha alt düzeylerde seyreden bir Bukowski portresi (filmin bir yerinde, duvarda yazarın posterini görüyoruz) inşa ederken kimi meseleleri sembolik göndermelerle hatırlatmış. Medellin'in kendine özgü mimarisi, derme çatma evlerin içine sıkıştırılmış hayatlar, burjuva sanat çevrelerinin sefalet üzerinden (Yurlady'den fakirlik, ten rengi gibi konularda şiirler yazmasını isterler) duygu sömürüsünün öne çıkarılması isteği, Hollandalı kültür temsilcisinin aslında diplerde biriken 'sömürgeci beyaz' tavrı ve oryantalist bakışı filmden sızan birkaç önemli saptama. Oscar'ın sarhoş olan Yurlady'yi eve bırakma sahneleriyse filmin zirve bölümleri olmuş.

Haberin Devamı

'Bir Şair' gönülçelen yanlarını kimi diyaloglarında ortaya koyan bir yapım. Örneğin Oscar'ın kendi şairliğini tanımlarken "Acı benim şiirimin hammaddesi olmuştur" tespiti ya da Efrain'in onun hakkında "Sen bir şiirsin, bayağı üzücü bir şiir" ifadesi gibi... Lise öğrencilerinin okulda âşık olduğu kızlar için öğretmenleri Oscar'dan şiir yoluyla yardım istemeleriyse bana 'Cyrano de Bergerac' romanını hatırlattı.