Mourinho'nun Kadıköy'e bıraktığı enkaz öyle derin ve karmaşıktı ki, itiraf etmek gerekirse bu kaosun altından genç Tedesco'nun kalkabileceğinden şüpheliydim.
Elbette Tedesco hâlâ rüştünü ispat etmiş değil, halen bir adaptasyon sürecinde. Ancak iyi yolda. Dün Nice karşısında Fenerbahçe'de uzun zamandır görmediğim bir şeyi gördüm sahada: Sarı lacivertli futbolcular birlik halinde hareket ettiler. Birbirleri ve hocaları için savaştılar. Belli ki sporcu grubu, Tedesco'yla bir gönül bağı kurmuş. Son maçlardaki 11 seçimlerini ve Nice önündeki performansı görünce, Tedesco'nun bir tür Anti-Mourinho stratejisinden faydalandığını düşünmeye başladım:
1- Mourinho kendine, fikirlerine, CV'sine âşıktı... Hatalı 11 mi çıkardı, hayır olamaz, beş Avrupa kupası kazanan adam yanlış karar veremez! Bir oyuncuya adaletsiz mi davranıyor, hayır o otuz yıldır bu işi yapıyor, ondan iyi mi bileceksiniz! Tedesco, selefinin tersine farklı fikirlere açık. Denemeye yatkın. Fred-Szymanski'den vazgeçip İsmail-Asensio orta sahasına dönmesi bunun kanıtı. İsmail-Asensio çok iştahlı ve yürekli bir ikili oldular merkezde.
Haberin DevamıGözden KaçmasınKerem Aktürkoğlu Fenerbahçe formasıyla ilk gollerini attı, tarihe geçti!Haberi görüntüle2- Mourinho bir bahane makinasıydı. Onun dışında herkes sorumlu, hava sorumlu, su sorumlu, başkan, futbolcular, hakemler, UEFA, FIFA, Birleşmiş Milletler... Hepsi sorumlu. Ancak kendisi hiçbir şeyden sorumlu değil. Gördüğüm kadarıyla Tedesco farklı bir karakter. Kısa sürede futbolcularının kalbini kazanmış.