Dün Dolmabahçe'de oynanan derbiyi Orkun'un kırmızısının öncesi ve sonrası olarak iki perdede değerlendirmek gerek.
İlk 25 dakikada tüm istediklerini sahaya yansıtan taraf Beşiktaş'tı. Siyah beyazlılar önde baskı yaptılar, ki bu departmanda son haftalarda ciddi biçimde sıkıntılılardı (Hücum presle kazanılan top sayısı Göztepe'ye karşı 0, Konya ve Kasımpaşa önünde de 3'erdi). Paulista yönetiminde savunmayı öne çıkardılar, bu da zaten Emirhan golünü getirdi.
Sonra Orkun'un kartı geldi ki o birkaç dakika içinde yaşananlar, maçın dönüm noktası anlamı taşıyordu zaten. Ben o kırmızı kart sırasında yaşananlarla ilgili iki ayrı parantez açmak isterim:
1- Beşiktaş'ta kaptan değişikliği operasyonu kısmen doğruydu (Mert'in kaleci olması, Necip'in oynamaması itibariyle değişim kaçınılmazdı). Ancak gerek bu değişikliğin kusurlu iletişimiyle Mert'in küstürülmesi, gerekse siyah beyazlı formayla 10 maça çıkmış Orkun'un kaptan seçilmesi netameli konular. Bence Orkun spotlar onun üzerinde olmadığında başarılı olan bir tür "gizli kahraman". Onun üzerine spotları bu denli tuttuğunuzda, doz aşırı konsantrasyon sebebiyle hataları da arttı.
Haberin DevamıGözden KaçmasınBeşiktaş'ı mağlup eden Fenerbahçe'de çok sayıda ilk! Asensio, Jhon Duran, İsmail Yüksek, Tedesco, geri dönüş...Haberi görüntüle2- Ben, Sergen Yalçın'ın atılmasını da neredeyse Orkun'un hareketi kadar anlamsız buluyorum. Sahaya girip o jesti yaptığında kırmızı göreceğini biliyor olmalı Yalçın. Takımının kendisine en çok ihtiyacı olan anda oyuncularını böyle yalnız bırakması amatörce bir hareket. Nedense artık Sergen Yalçın'ın Beşiktaş'taki ikinci dönemini, Terim'in Galatasaray'daki ikinci dönemine benzetmeye başladım. Her şeyi bilmeleri (bildiklerini düşünmeleri), benmerkezcil yönetim tarzları, kadrodaki hemen hiçbir futbolcuyu beğenmemeleri çok benziyor Terim'in 2002-2004'teki ikinci Galatasaray dönemiyle.

23