Çağdaş santrafor tanımına tepki olarak doğmuş bir adam: En-Nesyri!

Uğur Meleke'nin kaleminden...

Avrupa'da bizi başarıyla temsil eden, göğsümüzü kabartan 3 takımımızı ligde peş peşe izledik 24 saat içinde. Cumartesi akşamı derbide Galatasaray özellikle ilk devrede durağandı, fiziksel değilse de mental yorgunluk izleri vardı Şampiyonlar Ligi temsilcimizin üzerinde. Ancak ikinci devrede attılar o durağanlığı.

Dün gece Samsun'daysa aslında daha fazla yorgunluk belirtisi göstermesi beklenen takım ev sahibiydi. Hem 70 saat önce Varşova'da yıpratıcı bir savaş verdiler. Hem de Fenerbahçe kadar derin bir kadroları yok. Zaten Legia Varşova 11'inden (sadece ön liberoda) tek bir değişiklikle çıktılar dün gece sahaya. Ancak enteresandır, Samsunspor daha diri gözüktü maç boyunca. Fenerbahçe'de çok daha fazla görüldü perşembenin yorgunluğunun izleri.

Haberin Devamı

Tedesco'nun milli maç arasında özellikle bu durumun analizini iyi yapması gerek: Fenerbahçe'nin sorunu fiziksel mi, yoksa mental mi Nice önünde tutkulu ve iştahlı görünen Fenerbahçeliler Samsun'da neden bu kadar zafiyet yaşadılar İlk devrede sahada gezinen bir Talisca. Eskiden çok koşuyor diye etkisizliği tolere edilen ama artık o anlamda da katkı yapmayan bir Szymanski. Musaba karşısında çok zor durumlara düşen, doğru saydıysam tam altı kere geçilen bir Semedo. Hareketsiz oyunu her geçen gün daha da hareketsizleşen, adeta çağdaş santrfor tanımına tepki olarak doğmuş bir Nesyri... Duran sakatlıktan dönebilecek mi ya da hangi seviyede dönecek bilemiyorum. Ancak bence Fenerbahçe'nin şimdiden Ocak'ta bir santrfor takviyesi için çalışması lazım gibi geliyor bana.