Dün son derece fiziksel bir müsabaka izledik Başakşehir'de.
Futbolcular birbirleriyle olduğu kadar, zorlu hava koşullarıyla da mücadele ettiler. Özellikle Barış'ın birinci golü öncesi Muhammet'in vuruşunun havada adeta donması ister istemez beni "Olimpiyat Stadı 2003"e götürdü. 2002-2003 sezonunda stat yeni açılmıştı. Ancak rüzgar panelleri henüz tamamlanmamıştı. Her gün ayrı hikaye, her maç ayrı maceraydı orada. Topun havada ne kadar kalacağını kestirmek imkansızdı. Maçların sonucunu bazen sporcular değil rüzgar belirliyordu adeta.
Ancak Galatasaray 2025'in, Galatasaray 2003'ten çok farklı olduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla. O sezon Galatasaray manasız bir yeniden yapılanmaya gitmiş, şampiyon hoca Lucescu'yu göndermiş; yeni hoca Terim şampiyon kadroyu yarı yarıya değiştirmişti. Bugünkü Galatasaray'sa aynı teknik adam ve aynı iskelet kadroyla üçüncü sezonunu oynuyor. Bunun ödülünü de özellikle "zor günlerde, çok iyi oynamadığı maçlarda" kazanarak alıyor. Önceki hafta Göztepe'yi adeta otomatik viteste yenmişti sarı kırmızılılar. Dün de Başakşehir'i otomatik pilotta geçtiler.
Haberin DevamıGözden KaçmasınBaşakşehir - Galatasaray maçında tartışma yaratan kararlar! Gol öncesi 'el' itirazı ve penaltı beklentileri...Haberi görüntüleMÜTEVAZI YILDIZ OSiMHEN
Başakşehir dün sahaya 6 kritik eksikle çıktı. Çağdaş Atan biraz da zorunluluktan sağ kanat bekte Deniz Türüç'e, orta sahada Ömer Faruk'a görev verdi. Müsabakanın genelinde uzun ve yüksek toplar tercih ettiler. Bu toplarla öndeki iki uzun Keny-Piatek'i buluşturmaya çalıştılar. Zaten bu denemelerin biri de Başakşehir'in golünü getirdi.

89