17 Şubat 19:45

Kendi doğrularında lüzumundan fazla ısrar eden İsmail Kartal için kırılma dakikası.

Futbolda 50 senelik bazı klişeler vardır, hâlâ ekranlarda-gazetelerde düşüncesizce kullanılır. Birçoğu günün koşullarına uygun değildir, çağ dışıdır, mantıksızdır. Bir tanesi "yenemiyorsan yenilmeyeceksin"dir mesela. İki puanlı sistem için makul olan ama üç puanlı sisteme geçildiğinden beri mantık dışı kabul edilebilecek bir argüman. Çünkü 1980'lerde maç başı 1 puan ortalamayla Avrupa kupalarına bile gidebiliyordunuz, 90'lardan itibarense 1 puan ortalama sizi küme düşürüyor.

KAZANIRKEN KUSURLARI GÖREBiLMEK

Bu akıl dışı lakırdılardan biri de "kazanan takım değişmez" klişesi. Belki 1980'lerde, futbolcular ortalama 7 kilometre koşuyor, teknik adamlar biri ölmedikçe oyuncu değişikliği yapmıyorken makuldü bu argüman. Ama bugünün zorlu fizikseltaktiksel koşullarında esas maharet zaten "kazanırken kusurları görebilmek". Kaybederken zaten herkes görüyor arızaları. Kazanırken kusurları teşhis edip müdahale edebilenler büyük hoca oluyorlar.

strong class'read-more-detail'Haberin DevamıGözden KaçmasınÇaykur Rizespor-Fenerbahçe maçında İsmail Kartal'dan gidişatı değiştiren hamleler! 3 oyuncudan gol ve asistler geldiHaberi görüntüle

CRESPO'DAN TEK FARKI KISA SAÇI

İsmail Kartal'a büyük saygı duymakla birlikte, kazanırken bazı kusurları göremediğini, inandığı oyuncularda fazla ısrar ettiğini düşünüyorum. Fenerbahçe, Antalya'yı yenerken SOS vermişti aslında. İsmail-Krunic çok griydi. Bu ikilinin bire indirilip, İrfan'ın veya Mert Hakan'ın merkezde denenmesi gerekiyordu çoktan. İsmail Kartal, Fred'in yokluğunu yönetmekte güçlük geçti. Onu yedeklemeye en uygun adam olan Lincoln'ün gönderilmesi skandal bir hataydı zaten. Crespo'dan tek farkı kısa saçı olan Krunic'te ısrar da bir başka hata.