Harcama tasarrufu mu dediniz

Hafta başında "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi" açıklandı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Hazine ve Maliye Bakanı'nın sunuşlarını izlemedim. Sonrasında YouTube'dan izlemeyi denedim. Sadece denedim ve yine izlemedim. Sadece sunuşu okudum. Bir de Paket hakkında yazılanları.

Yıllardır söylemekten dilimizde tüy bitti.

"Sadece para politikasıyla ekonomik program olmaz. Ekonominin öteki ayağı maliye politikanız yoksa tek ayakla sadece sek seklersiniz" dedik.

Sayın Yılmaz ve Şimşek atanmalarından hemen hemen bir yıl sonra alın size "maliye politikası" diyerek ortalığa bir şey bırakıp gittiler.

Bu köşede 3 sene önce yazdım. (18042021)

2018 yılında kamu harcamalarında etkinlik, etkililik, ekonomiklik ve verimlilik sağlamak amacıyla gerekli standartları tespit edecek, sınırlamalar koyacak, bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapacak, tedbirleri alacak ve uygulamayı izleyecek bir birim kuruldu.

"Kamu Mali Yönetim ve Dönüşüm Genel Müdürlüğü."

Altı yıldır faaliyette bulunan Genel Müdürlüğün kamu harcamalarında kaç paralık tasarrufta bulunduğunu ve dahi bulunabileceğini bilmiyoruz. Yetkililer sadece "cek cak" diyorlar.

Ama biz israfı sayılarla söyleyelim.

Nasıl mı

Gelin başlayalım.

KAMU İHALE KANUNU (KİK)

KİK 2001 krizinden sonra kamuda tasarrufu sağlamak adına çıkarıldı. Örnek alınan model ise Avrupa Birliği (AB) Kamu Alımları Direktifi idi.

2003 yılında yürürlüğe giren KİK, AK Parti iktidarları dışında bir hükümet görmedi. AK Partili milletvekilleri KİK'te 200'den fazla değişiklik yaptılar.

Değişikliklerin öne çıkan yanı, zaman içerisinde belirli kurumların ve harcamaların KİK kapsamından çıkartılmasıydı. Yani "istisnalar."

Amaçları kanunun getirdiği kurallardan ve denetim kaçınmaktı.

2015 yılında Antalya'da yapılan G20 toplantısında yapılan harcamaların KİK dışında yapılması için kanun değişikliği yapıldı.

Değişiklik Komisyonda görüşülürken toplantıda bir AK Partili vekil "Beklenmedik gelişmelere karşı esnek olmalıyız, çünkü G20 büyük bir organizasyon. Örneğin, 50lüks araç kiraladınız ve sadece 10'unu kullandınız. Kullanmadığınız 40 otomobilin hesabını sorarlar sonra" demişti.

Tabi şimdi soramıyoruz.

Neyi mi

Çiğdem Toker'den öğrenmiştik.

G20 de yapılan harcamalar konusunda Maliye ve Dışişleri Bakanlığı verileri arasında 154 milyon TL tutarında fark varmış. Te 2015 yılının 154 milyonu. Ya da 60 milyon dolar.

Şimdi de biz soralım.

AB kamu alımlarının AB GSYİH'sına oranı 15'tir. Türkiye'de ise bu oran 5'tir. KİK, AB mevzuatına tam uysaydı bizdeki oranda 15 olacaktı.

Uymadığı için şu anda 2,6 trilyon tutarında bir kamu harcaması KİK dışında yapılıyor.

Bu harcamalarda 10'luk bir sapma olursa ortaya çıkacak potansiyel kamu zararı 260 milyar TL.

Değerli okur "ne 10'u hocam ne 10'u" dediğinizi duyuyorum. Olsun bu da bir şeydir.

Şu açıklanan Paketin tasarruf hedefi neydi.

100 milyar TL.

Neden KİK'e bir türlü el sürmeyi akıllarına getir(e)miyorlar anladınız mı

Bitmedi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının Başkanı hem İstanbul'da beş yıldızlı otelde yüzbinlerce dolarlık KÖİ eğlence partisine ev sahipliği yapacak. Hem de iki gün sonra "toplantılar kamu tesislerinde yapılacak" başlıklı sunumun galasına katılacak.

Biraz samimiyet lütfen.

Millet çöplükten yiyecek topluyor. Çöplükten.

Devam edelim.

KÖİ SÖZLEŞMELERİNE ZAM ÜSTÜNE ZAM

TCMB son açıkladığı enflasyon paketinde ücretlerin neden olduğu enflasyonist baskıdan bahsetmişti.

Çalışma Bakanı daha yenilerde asgari ücretin yılda bir defa artırılacağını söyledi.

TCMB raporundan anlıyoruz ki emeklilerin ve memurların ücretlerinde de bir baskı yaratılacak.

Te İngiltere'den Timothy Ash bile X hesabından "Memur ve emekli maaşlarında kesinti olmadan Mehmet Şimşek'in tasarruf programı yeterli değil" dedi.

Bunun iktisadi bir gereklilik olmaktan ziyade siyasi bir tercih olduğunu artık dünya âlem biliyor.

Ama ben yine de söyleyeyim.

Çünkü sıra müteahhit ücretlerine geldiğinde yetkililer bir anlayışlı oluyorlar, bir anlayışlı. Değmeyin keyiflerine.

Köprüler ve yollarda garantilerin döviz üzerinden verildiğini artık hepiniz biliyorsunuz.

Bu ücretler sözleşme tarihinden itibaren her yıl ABD'deki enflasyona göre artırılıyor ve sonra da TL'ye çevriliyordu. Bu TL ücretler yıl boyunca uygulanıyordu.

Değerli okur farkındaysanız hep geçmiş zaman kullanıyorum.

Nas politikaları sonucunda dolar kuru alıp başına gitti.

Hani dönemin bakanlarından birisi bir TV programında gazeteci kılıklı bir şahısa kinayeli biçimde "maaşını dolarla mı alıyorsun" diye sormuştu.

Evet maaşını dolarla alan bir kitle vardı. KÖİ müteahhitleri.

Maaşı yılda bir defa zamlanan müteahhitler, bu durumdan şikayetçi oldular.

Bir dertlendiler, sormayın gitsin.

Yetkililer biricik müteahhitlerini kırar mı hiç.

Bunların ücret zamlarını önce yılda iki defaya çıkardılar.

Müteahhitleri bu da kesmedi.

Zammı yılda dört defaya çıkardılar.