Üniversite öğrencilerinin barınma sorunu

Üniversiteye yerleştirme sonuçları açıklandı.

Gençlerimize şimdiden başarılar diliyorum.

Daha önce de yazdım.

İlk, orta ve lise öğrenimimi Emirdağ'da devlet okullarında okudum
Üniversiteye giriş sonuçları açıklandı ve devlet okulu olan Mülkiye'yi kazandım.

Ankara'daki barınma sorunuma da devletim yetişti.

Mülkiye'nin hemen arkasındaki Cumhuriyet Erkek Öğrenci Yurduna kaydımı yaptırdım.

Kredi Yurtlar Kurumu'nun (KYK) verdiği krediler ve yemek yardımları rahmetli babamdan aldığım harçlığıma katkı sağladı.

Devlet yurdu olmasaydı, rahmetli babam beni Ankara'da okutabilir miydi bilemedim.

Üniversite sonuçları açıklandığında birden bu yaşadıklarım geldi aklıma.

Neden mi
Gelin bir bakalım.

ÖĞRENCİLERİN BARINMA GİDERLERİ

İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul'da öğrenci yaşam maliyeti araştırmaları yayımlıyor.

Son araştırması 2024-2025 yılı eğitim ve öğretim dönemine ilişkin.

Araştırmada bir öğrencinin hayatını sürdürmesi için gereken harcamalar dikkate alınmış.

Yeme içme, kıyafet, kültür ve sanat, ulaşım, fatura ve barınma harcamaları.

Barınma harcamalarını özel yurt ve ev olarak ikiye ayırmışlar.

Araştırmaya göre özel yurt ücretleri, aylık harcamaların % 71'idir.

2024-2025 öğretim döneminde İstanbul'da aylık özel yurt ödemesi 16 bin 341 liradır.

Aynı dönemde, KYK yurtlarının aylık ödemesi ise bin 125 TL'dir. KYK yurtlarında kalan öğrencilere ise sabah kahvaltısı 70 TL, akşam yemeği 140 TL olmak üzere toplam 210 TL günlük beslenme yardımı yapılmaktadır.

Özel yurtlarda kalan öğrenciler devletten beslenme yardımı alamadıkları gibi, KYK yurtlarına göre 14,5 kat daha pahalı olan özel yurtlarda kalmak zorunda kalıyorlar.

Kolay değil.

Hele de yoksulluğun giderek derinleştiği bir dönemde.

Nasıl mı

Devam edelim.

ÜNİVERSİTE KONTENJANLARI

Üniversiteye girdiğim 1981 yılında, üniversite sayısı 21 ve üniversiteye yerleştirilen öğrenci sayısı da 51 bin 326 idi.
Sonraki yıllarda yeni üniversiteler kurulmaya başlandı.

Ancak yeni üniversite açma rekoru AK Parti iktidarlarına kısmet oldu.

Nasıl bir eğitim politikasıyla rasyonelleştiriliyor bilmiyorum ama neredeyse her ile en az bir üniversite açtılar.

Tuğba Tekerek'in İletişim Yayınlarından çıkan kitabının ismi bu üniversiteleşme sürecini özetliyor aslında.

"Taşra Üniversiteleri AK Parti'nin Arka Kampüsü"

Tekerek kitabında bu üniversileşme modelini "ülkenin tamamında yükseköğretimin taşralaştığı bir dönemdeyiz" şeklinde özetliyor.
Bizler yıllar önce taşradan gelip, aldığımız üniversite eğitimi ile kentlileşme sürecine girmiştik.
Şimdi süreç tersine dönmüş ve yükseköğretim taşralaştırılmış.

Bu üniversitelerin gerekliliği ve buralarda verilen eğitimin kalitesi başlı başına bir tartışma konusudur.

Ben konunun başka bir yönünü ele alacağım.

YÖK'ün 25 Ağustos, 2025 tarihinde yaptığı açıklamaya göre toplam 785 bin 186 öğrenci bir yükseköğrenim kurumuna yerleşme hakkı kazandı.

Benim üniversiteye girdiğim 1981 yılından bu yana nüfus iki kata yakın artarken, üniversiteye giren öğrenci sayısı 15 kat artmış durumda.

Bu yıl devlet üniversitelerinin kontenjanlarının %99'u dolarken, vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının %75,8'i doldu.

Evet, vakıf üniversitelerindeki ücretlerin yüksekliği nedeniyle tercihlerde bir düşüş yaşanmış olabilir.

Ancak unutulmamladır ki özellikle gurbette okuyan öğrencilerin bir de barınma sorunu bulunmaktadır.

Üniversite açma konusunda oldukça cömert olan hükümetimiz, öğrenci yurdu konusunda o kadar cömert davranmamaktadır.

Nasıl mı

Devam edelim.

KYK YURTLARI

Yazının girişinde de belirttim.

Dar gelirli ailelerinin gurbette üniversite okutacakları çocuklarının güvencesi devletimizdir.

Bu yılki sonuçlardan da gördük.

Dar gelirli aileler çocuklarını devlet okullarında okutmak istiyor.

Ancak bu öğrencilerin bir de barınma sorunları var.

KYK üniversite öğrencilerinin üçte birinden daha az bir yatak kapasitesine sahip bulunmaktadır.