30 yıl kadar önce...

ARENA Programı için Ankara'da bir sahte bal üreticisiyle gizli kameralı pazarlık yapıyoruz.

Adam kendinden emin "Kaç ton isterseniz yaparım, üstelik benim sahte balımı Türkiye'deki hiçbir laboratuvar hakikisinden ayırt edemez!.." diyor.

Anlattığına bakılırsa glikoz şurubuna bal aroması katıyor, renklendiriyor ve al sana bal!

Aslında bal gibi zehir!..

Çünkü glikoz-fruktoz şurubu vücudun kan şekeri dengesini allak bullak ediyor, hormonları bozuyor, hatta pankreas kanserine neden olduğu öne sürülüyor.

Beş ton için anlaşıp, el sıkışıyoruz!

Evet yanlış okumadınız, beş ton sahte bal alımı için anlaşıyoruz!

Tonlarca sahte bal ürettiğini göğsünü gere gere anlatan bu sahtekarın görüntüsünü yayınladığımızda ortalık sarsılıyor.

Ama hepsi o kadar!..

Daha da kötüsü, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelir gelmez biz haberciler için gıda teröristlerini ortaya çıkarmanın tek yöntemi olan "gizli kamerayı" yasaklıyor.

Bundan güç alan hilebazlar daha da cesaretleniyor.

Gıda teröristleri işi öylesine uç bir noktaya getiriyorlar ki; sırf sahte bal satabilmek için televizyon kanalı bile kuruyorlar.

Aylarca süren bu satışlara toplumun büyük tepkisi üzerine nihayet, kapıcı dairesindeki bu televizyona baskın yapılıyor, sahte balların yanı sıra kaçak telefonlar da bulunuyor.

Olan da zehirden farksız sahte balları tüketenlere ve sahtecilerin kırdıkları fiyatlarla mücadele edemeyen gerçek bal üreticilerine oluyor.