Bu virane bir konuşabilse!

Meslek hayatımın önemli bir bölümünü tarihin akışını değiştirip Milli Mücadele'ye esin kaynağı olan anakkale Zaferi'nin gerektiği gibi anlatılmasına ve unutulduğu için adeta bir harabeye dönüşen anakkale Şehitleri Abidesi ile şehitliklerin inşa ve ihyasına adadım.

Ne mutlu bana ki çabalarımız boşa gitmedi ve Şehitler Abidesi tüm görkemiyle tamamlandı, şehitliklerin de büyük bölümü ihya edildi.

Böylece tarihi yarımada yeniden keşfedildi dersem inanın abartmış olmam.

Bunların yanında bir şeyi başaramadık.

Birçok haber yaparak yetkilileri uyarmamıza rağmen o muhteşem zaferin kalıntılarının yağmalanmasının önüne geçemedik.

Ekim ayının sonlarına doğru Meclis'te başlayan "anakkale Savaşı'na Saygı Yasası" hazırlıklarını buruk bir sevinçle 19 Ekim günü köşemizde yansıttık.

Dün değerli okurum, emekli öğretmen Şermin EREN'den bu konuda çok önemli bir mektup aldım.

Aynen paylaşıyorum:

★★★

"Sözcü Gazetesinin 19 Ekim 2025 günlü sayısında yayımlanan 'anakkale Savaşı'na saygı yasası geliyor...' başlıklı yazınızı ilgiyle okudum.

Yazınızı 'Keşke bu koruma kararı, muazzam zaferin üzerinden 107 yıl geçtikten ve önemli kalıntılar yağmalandıktan sonra değil de, daha o yıllarda çıkarılmış olsaydı' diyerek bitiriyorsunuz. ok haklısınız...

Yazınız, Şarköy'ün Mürefte mahallesinde terkedilmiş bir yapının her önünden geçişimde duyduğum kahredici utanç ve isyan duygumu umuda çevirdi.

Ben Mürefte'nin ınarlı köyünden, halen Ankara'da yaşayan emekli bir öğretmenim.

Sözünü ettiğim yapı, anakkale Savaşı sürerken yaralı askerlerimizin sağaltımı amacıyla oluşturulmuş hastanelerden biridir ve terkedilmiş durumdadır. Yazımın ekindeki fotoğraf, yapının bugünkü halini göstermektedir.

Fotoğrafta, yapının önünde asılı tabeladan Tekirdağ Valiliğince restore edilmesi için karar alındığı, 23 Eylül 2021 tarihli sözleşme ile işin bir yükleniciye verildiği ve bitim tarihi olarak da 22 Mart 2022 tarihinin saptandığı görülmektedir. Bitim tarihinin üzerinden 3 yılı aşkın süre geçmiş olmasına karşın işe hiç başlanılmamış olup, yapının bu günkü durumu fotoğrafta görüldüğü gibidir.

★★★

Kaderine terkedilen yapı, Turgut Özakman'ın "Diriliş anakkale 1915" adlı kitabında yer bulmuş "anakkale Savaşı" ruhunu yansıtan ulusal bir simgedir.

'Savaş sırasında cephede tedavileri yapılamayan yaralılar bölgede oluşturulmuş küçük hastanelere gönderiliyordu. Yaralı sayısı tahminleri aşmış; Eceabat ve Gelibolu hastanelerinin yıkılması da büyük sorun yaratmıştı. Sargı yerleri, cephe hastaneleri yaralılarla dolmuştu.' Turgut Özakman kitabında bu saptamayı yaptıktan sonra Mürefte halkı ve Mürefte'de hastane olarak kullanılan yapı ile ilgili olarak şunları anlatmaktadır: