İşte takım ruhu!

BURAK ÖZÇİVİT, UZUN YILLARDIR BİRLİKTE
ÇALIŞTIĞI EKİBİNİ TATİLE GÖTÜRDÜ. TÜM
MASRAFLARI KARŞILAYAN OYUNCU, BU
HARAKETİYLE KALPLERİ KAZANDI.

MAGAZİN dünyasında sık sık görmeye alıştığımız abartılı tatiller, gösterişli harcamalar çoğu zaman bireysel ihtişamın bir yansımasıdır.
Ancak bu kez farklı bir tablo çıktı karşımıza... atv'de yayınlanan Kuruluş Osman'ın başrol oyuncusu Burak Özçivit, sadece kamera karşısındaki başarısıyla değil, perde arkasındaki vefasıyla da gönülleri kazandı. Özçivit, uzun yıllardır birlikte çalıştığı, mesai arkadaşlığını dostluğa dönüştürdüğü yakın ekibini tatile götürdü.
Üstelik tüm masrafları da kendi karşıladı. Bu jest, lüks bir tatilden çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu, bir "teşekkürün" en anlamlı hali... Deyim yerindeyse bir sanatçının, kendi sahnesini ayakta tutan görünmez kahramanlara verdiği bir vefa ödülü.
Belki manşetlerde bu tatilin detayları yer alacak: Hangi otel, hangi lokasyon, hangi yeme-içme tercihleri...
İLHAM KAYNAĞI
Ama asıl haber, kamera arkasında sürdürülen dostlukların ve emeğe verilen kıymetin haberi olmalı... Sektörün içinde olan birçok isim için bu jest bir ilham kaynağı olabilir.
Çünkü yıldız olmak sadece ekranda parlamak değil, aynı zamanda ışığını paylaşabilmektir.
Teşekkürler Burak Özçivit...

KIVANÇ FREN YAPTI!
YILLARDIR ekranların karizmatik yüzü olarak hayatımıza dokunan Kıvanç Tatlıtuğ'u sadece başarılı bir oyuncu değil, aynı zamanda motosiklet tutkunu bir maceraperest olarak da tanıdık.
Rüzgarı seven, özgürlüğü gaz kolunda arayan bir adamdı o...
Harley Davidson'un gücünü, Ducati'nin keskinliğini hayatına yansıtan bir tarzı vardı. Deri ceketiyle İstanbul sokaklarında bir gölge gibi geçip giden Kıvanç, belli ki artık başka bir yolculuğa çıkıyor.
Son gelen haberler, Tatlıtuğ'un iki göz bebeği olan motosikletlerini sattığını söylüyor. Neden mi
Çünkü artık o sadece "Kıvanç Tatlıtuğ" değil. Aynı zamanda bir eş, bir baba... Hayatının merkezine ailesini koyan biri. Son dönemde yaşanan motosiklet kazaları, sadece haber bültenlerinde değil, onun zihninde de yankı bulmuş olmalı.
Kimileri için motosiklet bir tutku, kimileri için bir kaçış. Ama bir çocuk sesi hayatınıza girdiğinde, motorun sesi biraz arka planda kalabiliyor.
KASKINI ASTI!
Tatlıtuğ da bunu seçmiş.
Kaskını askıya asarken, hayatın başka bir hızını benimsedi: baba olmanın temposunu... Ve belki de en karizmatik duruş, sevdiklerin için yavaşlamayı bilmektir diyorum...