Beşiktaş devrimi

Beşiktaş yeni sezon için yeniden yapılanma arayışı içindeyken, başta yönetim olmak üzere tüm camiaya 40 yıl önceki öz kaynak devrimini hatırlatmanın tam zamanıdır. Bir sezon önce 60 milyon lirayı başarısız transferlere harcadıktan sonra gelen başarısızlıkla Beşiktaş bitmiş, tükenmiş bir halde "Bir kibrit çak" kampanyalarıyla uğraşırken Mehmet Üstünkaya diye bir Kartal Yürekli çıkıp tarihin akışını değiştirdi. Allah rahmet eylesin, cesur, bilgili, birikimli bir Başkan'dı Üstünkaya... Fikret, Rıza, Ziya, Süleyman, Küçük Haluk, Fuat başta neredeyse tüm genç takımı A kadroya alıp tüm camiaya "Beş yıl şampiyon olmamayı göze aldım" diyebilen bir Başkan'dı. Tek yabancıyı yani İsmail Atik'i ülkesine göndermiş Miliç'e ve gençlere güvenip yola çıkmıştı. O yapılanmayla ilk sezonunda ligi beşinci bitiren Kartal ertesi sezon 15 yıl sonra şampiyonluk sevinci yaşamış ve devamında 25 yıl lig, Kupa ve Avrupa'da başarılı sonuçlar almış, kendi makus talihini değiştirmişti.

YAPILANMA ZAMANI GELDİ
İşte bugün böyle bir yapılanmaya ihtiyaç var. Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar tamam, ama yetmez. O efsane kadroyu bir şekilde yeni görev tanımlarıyla futbol şubesinde buluşturup camiada bir sinerji oluşturmak bana göre bir zorunluluktur. Kimi idari görevli olur, kimi teknik; Metin, Ali, Feyyaz'ından, Mehmet Ekşi, Necdet, Recep, Ulvi'sine, Kadir'ine kadar bir Beşiktaş konseyi oluşturup ve tüm camiayı kenetlemek gerek... Fikret Demirer gibi, iyi futbolcuyu 40 kilometreden tanıyan bir ustayı da gençlik yapılanmasının başına getirir, sağlam bir bütçeyle, Porto misali bir arama-tarama ekibi kurduğunuz zaman beş yıl içinde, yeni bir tarih yazmaya başlarsınız ve etkisi 20-25 yıl sürer. Şunu hatırlatmakta fayda var. Beşiktaş öz kaynak devrimini yaparken sadece kendi gençleriyle yetinmedi... Avcılar'dan Feyyaz, Yücespor'dan Ali Gültiken, Kocaelispor'dan Metin, Kahramanmaraşspor'dan Şifo hep doğru tarama ekibinin başarısıydı. Önce kendi alt yapısına ciddi bir yatırım yapmalı Kartal ondan sonra da 40 yıl önceki gibi tüm ülkede taramalar yapmalı. O yıllarda futbol camiası, "Beşiktaş gençlere önem veren tek kulüptür" diye bir motto tutturmuştu. Dolayısıyla gönlünde başka bir takım olsa da yetenekli gençler önce Beşiktaş'ın yolunu tutuyorlardı.