Beşiktaş, yürüyen bir Galatasaray'dan iki gol yiyerek derbiden puansız ayrıldıysa bunun en büyük sorumlusu inatçı, hayalperest Giovanni Van Brocnkhorst'tur... Sezon başından bu yana, özel maçlar ve Avrupa arenası dahil, iki kanatta, Muçi, Semih, Joe, Rashica, Bahtiyar hatta Rafa Silva'yı denemesine rağmen, bu kanatların en önemli oyuncusu Can Keleş'i bir kez olsun kadroya koymayan Giovanni, Beşiktaş'ı güneş altındaki kar gibi eritiyor ve eritecek. Galatasaray'da tedbir alınacak tek oyuncu Osimhen, diğerleri haftalardır söğüt gölgesinde gibi rahatlar, belki de güçsüzler... Osimhen de çok güçlü değil ama kalitesi belli, ceza sahası içinde topla buluşursa golünü atar. Hal böyleyken Udokhai bu oyuncuyla birebir oynasa yeterliydi...Bir de sol kanada Can, sağa da Muçi ya da Onur'u, koymuş olsa olay biterdi.
Gio yine aklın yolunu takip etmedi ve Semih' sol kanatta harcarken, sağ kanatta da etkisiz eleman Joe'yu tuttu uzun süre... Muçi'yi aldığında iş işten geçmişti... Öte yandan genel olarak derbide beklentilerimin altında bir futbol vardı. Beşiktaş adına Rafa Silva oyunu güzelleştirmek için tüm yeteneklerini kullanırken etrafında kendisine eşlik edecek kimseyi bulamadı... Galatasaray'da ise dün inanılmaz faullü oynamasına rağmen ilk golü de atan Davinson Sanchez en iyilerden biriydi. Galatasaray'ın vasatın altında oynayacağı belliydi... Haftalardır forvetleriyle ayakta kalırken savunması inanılmaz pozisyonlar veriyordu. Giovanni sadece bu gerçeği görüp ona kadro kadro yapabilse Beşiktaş derbiden puansız ayrılmaz muhtemelen de üç puanla ayrılırdı. DİKKAT!: Dün sahada gerçek bir hakem olsa Sanchez en az dört (!) sarı kart görür ve ilk yarıyı bile tamamlayamazdı ama tamamladı. Neden! Çünkü sahada Arka Kardeşler vardı!.. G.Saray'ın efsane hakemi Sabri Çelik'e bile rahmet okuttu vallahi...