Yaptıkları yanına kâr mı kalacak

ABD Başkanı Trump'ın açıkladığı Gazze planı Filistin halkı için umut ışığı mı yoksa çok daha hazin bir sonun habercisi mi Hamas'a yanıt vermesi için 3-4 günlük bir süre tanıyan Trump ne diyor Hamas kabul etti, etti, etmezse İsrail'e Gazze'de istediklerini yapması için izin ve gerekli desteği vereceğim... Bu ne demek İnsanlık utancına, soykırıma devam... Bizden günah gitti hesabı yani...Filistin halkı, çocuklar, bebeklerin hayatı, oradaki açlıktan ölümler falan kimsenin umurunda değil... Bu da Gazze'ye barış getiriyormuş gibi görünen bu planın maddeleri arasında da çok net hissediliyor zaten... En başta da 20 maddelik planın 7'inci maddesinde "Anlaşmanın kabulüyle Gazze Şeridi'ne acil insani yardım gönderilecek.Bu yardımlar, en azından 19 Ocak 2025 tarihli insani yardım anlaşmasında belirtilen miktarlarda olacak" diye kayda düşülen utanç verici bir saptamayla...

İsrail, daha önce altına imza attığı anlaşmaya uymuyor abluka altındaki Gazze'ye insani yardım ulaşmasını aylardır engelliyordu malum. Şimdi de Trump'ın önerisi Hamas tarafından kabul görmesi durumunda Gazze'ye acil insani yardımdan söz edililiyor...

İnsani yardımın şartı şurtu mu olur Ya da bir gücün, tarafın takdirine, insafına mı bırakılır.. Adı üstünde kıtlık, çatışma gibi krizlerde hayat kurtarmak ve acıları hafifletmek için tasarlanmış bir acil zorunluluk, sorumluluk bu. BM Genel Kurulu'nun insani yardım ilkeleri ile ilgili 19 Aralık 1991'de yürürlüğe giren mevzuatında da şöyle deniliyor nitekim:

İnsancıllık bağlamında; dini, dili, milliyeti, siyasi görüşü ve sosyo ekonomik konumu ne olursa olsun, ayrımcılığa maruz bırakmadan, mağdurların acil ihtiyaçların giderilmesinin öncelikli olması gerekir.

Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleri de eğer insani kriz bir savaş bölgesinde ise çatışan aktörlerin hiçbiriyle politik olarak yakınlık kurulmaması adına belirlenmiş önemli kriterlerdir.

Ama İsrail değil bunları önemsemek, insani yardım amaçlı Küresel Sumud Filosu'na da müdahale etti pervasızca...

★★★

Trump'ın ortaya koyduğu çözüm önerisi ve özellikle konuşmalarında sıkça vurguladığı utanç verici, kritik detaylardan birisi de katil Netanyahu'nun, İsrail'in sanki barış yanlısı gibi gösterilme ya da öyle bir algı yaratılma çabası. Kurulduğu günden bu yana Filistin halkına saldıran, topraklarına çöken ve BM kararlarını yok sayan haydut bir devletten söz ediyoruz. Buna rağmen de katil Netanyahu ağzına hiç yakışmayan "barış" sözcüğünü sarfediyor hiç utanmadan. Yahu sen dünyanın gözü önünde soykırım yaptın bebekleri, çocukları, kadınları katlettin, açlıktan ölüme mahkum ettin. Hala da aynı kafadasın. Yaptığın soykırım, işlediğin savaş suçları daha iki hafta önce BM'nin yayınladığı raporda resmen belgelendi, kayda geçti. Dolayısıyla çok zor ama olurda Hamas şartları kabul eder plan yürürlüğe girerse bu Netanyahu'nun soykırım ve savaş suçlarından yargılandığı davaların unutulması, örtbas edilmesi anlamına gelmez, gelmemeli asla. Ya daHamas anlaşmayı kabul etmedi varsayımında "Bakın gördünümüz mü barışı istemeyen onlar" gibi şeytani bir yutturmaca taktiğiyle yaptıkları, yapacakları alçaklıklara meşruiyet kazandırma fırsatı olmamalı kesinlikle. UCM ve UAD'de soykırım ve savaş suçlarından yargılanan Netanyahu'da, İsrail'de hakettikleri cezayı mutlaka almalılar, yaptıkları yanlarına kar kalmamalı. Olanları hiçkimse insanlık tarihinin hafızasından silemez zira... Böyle bakıldığında da Netanyahu'nun katilliği, İsrail'in de haydutluğu vicdanlarda çoktan kabul görmüş, tescillenmiş durumda zaten...