İmralı'ya gitmeme kararıyla CHP tartışmaların odağında yine... Dolayısıyla ay sonundaki 39'uncu olağan kurultaya dönük parti içi tartışmalara kısa bir mola. Ama görünen o ki; İmralı kararı oraya da yansıyacak. An itibarıyla durum ise şu:

Daha önce biri olağan, ikisi olağanüstü olmak üzere 3 kurultayda Genel Başkan seçilen Özgür Özel'in, bunu dörtleyeceği belli.. Her ne kadar şu sıralar Kılıçdaroğlu'na yakın duran bir grup vekilin Genel Merkezin tavır, tutumlarına tepki ve bazı talepler içeren bir mektubundan kaynaklı CHP'de hafiften bir türbülans havası var denilsede... Zira İmamoğlu'nun tutuklanması sonrasındaki performansı ve olağanüstü kurultaylardaki mutlak hakimiyetiyle şu sıralar CHP'nin en çok konuşulan ismi haline gelen Özel'in kendi tanımıyla teknik direktörlük adına taktisyenlik yetenekleri epey ön planda. İmamoğlu üzerinden yürüttüğü mağduriyet söylemiyle, tepkileriyle kendisini ön plana taşımaya odaklandı, başarılı oldu da..."Siyasette vefa semt adı değilmiş" dedirterek liderlik hanesine artı puan topladı. Böylece CHP'deki İmamoğlu taraftarlarının bulunduğu tribünün de gönlünü hepten kazandı.. CHP'li belediyelere dönük yolsuzluk soruşturmaları, iddianame ve davaların CHP'nin iktidar yürüyüşünü engellemek, partideki birlik beraberlik havasını bozmaya dönük kumpas, kurgu olduğunu savunan sert söylem ve üslubuyla da tabanını, seçmenini konsolide etti... Öyleki parti içi muhalefetten gelen cılız çıkışlar, sesler bile hainlik olarak yaftalanıyor, arkasında da iktidar partisi yönlendirmesi varsayılıyor...Anında da siyaseten linç kampanyası ve ihraçlar devreye sokuluyor...CHP denilince akla gelen isimler, ağır abiler bile bu linç ikliminden nasibini aldılar nitekim..

✰ ✰ ✰

Bu manzaraya bakıldığında da 39'uncu olağan kurultayda merak edilenin Genel Başkanlık değil, Genel Merkez Yönetimi ve Parti Meclisi'nin nasıl şekilleneceği elbette.. Niyesi malum. Bu kurultayda CHP'yi seçimlere götürecek kadro belirlenecek Bu ne demek Milletvekili, belediye başkan adayları onlar tarafından onaylanacak.. O açıdan da Özel, oluşacak yeni Parti Meclisi'nde kendini sağlama almak,partide tek adam, tek ses olmak istiyor...Bu bağlamda da CHP kurmayları PM'de büyük değişiklik olacağını söylüyor... Mevcut durumda hem yönetim hem milletvekili ve belediye başkanlıkları arasında parti içi güç dengelerinden kaynaklı bir dağılım söz konusu zira. Ocu,bucu, şucu diye.. Bu çok parçalı görüntü nedeniyle de 39'uncu olağan kurultay CHP açısından tam bir turnusol testi gibi aslında... Kim kimle duracak, saflar nasıl olacak, özellikle de partide hala ağırlığı var denilen Kılıçdaroğlu'nun gücü ve etkisinin sınanması anlamında. Herkesin partideki karşılıkları ortaya çıkacak... Dolayısıyla "Başarısız olursak sahneden çekilmek zorunda kalabiliriz" gerçekliği de peşinen karabasan gibi çökmüş vaziyette. Bu sadece ismi ön planda olan siyasi aktörler değil, parti ve siyasetteki varlık hesaplarını onlara odaklı yapanlar içinde geçerli. Konuşulup, tartışılan bir grup CHP'li vekilin mektubunu da böyle değerlendirenler var nitekim. O mektuptaki İmamoğlu'na birinci derece yakın ve şu anda da Özel'in yanında olan isimlerle yolların ayrılma baskısının olası sonuçları da merak edilenler arasında yine... Onun için buna bazıları açısından CHP'de varlık-yokluk kurultayı da denilebilir...