Bugün sahadaki rakibimiz Hollanda ama Avusturya maçı sonrasında masadaki kepazelikler ve skandal cezaya bakıldığında karşımızda ev sahibi Almanya'nın önderliğinde UEFA dahil çoklu bir Majino hattı olduğu da ortada. Hepsi birden "Böyle sevinemezsiniz" diye sahadaki skoru kabullenemiyor, aşağılık oyunlarla Bizim Çocukların, moralini bozma ve hem takım hem de tribün şampiyonluğunu ilan eden Türk taraftarlar üzerinde baskı yaratma çabası içindeler... Üstelik de Türklerin geçmişinde geleneğinde, kodlarında asla olmayan ırkçılık yakıştırması ve ithamıyla...Dolayısıyla bu zırvalık hani Mevlana'nın "lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye" meşhur sözü vardır ya, işte tam da onunla örtüşen bir durum aslında. Çünkü Alman İçişleri Bakanı'nın ırkçılıkla itham ettiği bozkurt selamı yapanların, Almanya'yı işgal, terörize etme gibi bir düşüncesi, derdi yok, sadece sportif, kültürel anlamda bir gurur işareti Tarihi perspektiften anlamına, derinliğine bakıldığında da siyasi bir simge değil, destanlarda var olan Türklüğün sembolü. Türkiye sınırlarını aşan Azerbaycan'da, Kerkük'te, Bosna-Hersek'te, Fransa'da, Almanya'da Türklerin yaşadığı her yerde bozkurt işareti yapılıyor olması da bir siyasi zihniyet ya da saikle ilişkilendirilmekten ziyade sembol, idol olduğunun açık göstergesi. Bu durumda da UEFA'mı böyle düşündü Almanya'mı sorusunun yanıtı anlamlı. Kaldı ki bozkurt işareti yapanları itham eden bakanla aynı partiden (SDP) Almanya'nın ilk Afrika doğumlu milletvekili son dönemde kendisine yönelik ırkçı saldırılar ve ölüm tehditleri nedeniyle politikayı bıraktığını daha yeni açıkladı... Yani UEFA'yı tetikleyen de Afrika kökenli siyahi Alman milletvekilini ülkesindeki ırkçı saldırılardan koruyamayan bir İçişleri Bakanı!..
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıAvrupa'da faşizmin, ırkçılığın kalbi Almanya'nın soykırım sabıkalı geçmişi ve şimdilerde yaptıkları da malum. İmparatorluk döneminde sömürgesi olan Namibya'da Herero ve Nama soykırımını ve Hitler döneminde Yahudi soykırımını yapan Almanya, on yıllardır her fırsatta dile getirdiği "bir daha asla" (nie wieder) sloganlarına rağmen Gazze soykırımı konusunda da mağdurun karşısında ve failden yana tavır aldı. Uluslararası Adalet Divanı'ndaki soykırım yargılamasında İsrail lehine müdahil oldu. İşlediği soykırımın kurbanı Yahudilere milyarlarca dolar tazminat ödeyen Almanya, hiç utanmadan İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırıma silah ve mühimmat desteğinin yanı sıra siyasi katkı da sağlıyor... İsrail'in soykırım suçuna ortak olmak için elinden gelen her şeyi büyük bir gayretle yapmaya çalışıyor... Bunlar da tarihe not düşüldü zaten... Almanya, İsrail'in barbarlığını, caniliğini, katliamı, soykırımını kınayan Yahudi yazarlar çizerler sanatçıları bile susturma yasası çıkarıyor neredeyse... Filistin'le dayanışma gösteri ve mitinglerini de "kamu güvenliği ve düzeni açısından tehdit "gerekçesiyle yasaklıyor. Aynı Almanya, Rusya-Ukrayna savaşı başladıktan sonra da birçok Avrupa ülkesi gibi Rus vatandaşlarını işten çıkardı. "Russischer Zupfkuchen" isimli Rus pastasının ismi, bir pastane zinciri tarafından "Rus" sözcüğü çıkarılarak satılmaya başlandı. Anna Nedrebko isimli Rus opera sanatçısının programları, Ukrayna'ya saldıran Rusya'yı eleştirmediği gerekçesiyle iptal edildi. Perakende zincirleri Rusya'da üretilen ürünleri satmama kararı aldı. Bazı restoranlar internet sitelerinden "Rus pasaportu olan ziyaretçiler mekanımıza kabul edilmez" diye iğrenç duyurular yaptı. Alman Rus Dili ve Edebiyatı bölümlerine Tolstoy, Dostoyevksi Gorki, Puşkin okutmayın denildi.