BM Genel Kurulu'nda liderlerden peşpeşe Filistin Devleti'ni tanıma açıklamaları bekleniyor... Mevcut durumda BM'de yer alan 193 ülkenin 147'si Filistin Devleti'ni tanıdı. Yapılacak yeni tanıma açıklamalarıyla bu sayı 150'nin üzerine çıkacak. Bir son dakika değişiklikleri olmazsa, daha doğrusu verilen sözlerden dönme, kıvırma falan olmazsa tabii… Zira tanıyacaklar arasında Fransa ve İngiltere gibi 7 Ekim'in hemen sonrasında Tel-Aviv'e gidip bizzat Netanyahu'ya gaz veren ülke liderleri de var... Dolayısıyla geç de olsa gelen bu tanıma kararları kritik önemde... Bunun da zaten patolojik vaka olan Netanyahu'nun kimyasını hepten bozduğu, bozacağı açık… Hele de İsrail'in Gazze'de soykırım suçu işlediğini kanıtlayan BM'nin son raporu ortadayken... Ancak bu nihayet BM gerekeni yapacak, Netanyahu'ya haddini bildirecek anlamına da gelmiyor pek… BM organlarında yargılanıp, uluslararası mahkemelerde hakkında tutuklama kararı çıkarılan ama ABD'nin koşulsuz desteği ile New York sokaklarında dolaşacak ve genel kurul salonunda konuşacak bir katilden söz ediyoruz sonuçta... Kim takar BM'yi Uluslararası mahkemeleri yani!..
✰ ✰ ✰
Kaldı ki on binlerce çocuğun kadının katledildiği, taş üstünde taş kalmayan Gazze'yi teorik olarak koruması gereken BM, kendisini bile koruyamıyor daha... Kurulduğu günden bu yana 200 civarında BM kararını ve 229 BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını takmayan İsrail artık BM'yi de doğrudan hasım gibi görüyor ve hedef alıyor... Özellikle 7 Ekim 2023'ten bu yana daha da azıtmış bir durumda ve BM'yle tam anlamıyla dalga geçiyor, pervasızca posta koyuyor... Bu anlamda da sayısız örnek var. Birkaçını sıralayalım:
İsrail, BM'nin Kudüs'deki arazisine el koydu. Netanyahu başta, İsrailli yetkililer, birçok kez "masum sivillere yönelik katliamı" kınayan BM Genel Sekreteri Guterres'in istifasını istedi. İşgal Altındaki Filistin Toprakları için BM İnsani Yardım Koordinatörü Hastings, vizesi iptal edildikten sonra İsrail'i terk etmek zorunda kaldı. İsrail, BM bayrağı dalgalanan tesisleri, okul, hastane, kampları defalarca bombaladı, 250'ye yakın BM görevlisini öldürdü. Mayıs 2024'de İsrail'in BM Büyükelçisi Gilad Erdan, BM Tüzüğü'nün bir kopyasını parçaladı ve BM'yi "terör örgütü" olarak adlandırdı… Haziran 2024'de BM, İsrail'i çocuklara karşı ihlallerde bulunan devletler listesine ekledi. Buna karşılık, İsrail hükümeti Filistin topraklarında faaliyet gösteren BM kuruluşlarına karşı cezalandırıcı önlemler uygulanmasını görüştü. Temmuz 2024'de bir İsrail hava saldırısı, UNRWA Başkanı Philippe Lazzarini'nin açık bir savaş suçu olduğunu belirttiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere gıda, sağlık, barınma gibi insani yardımları sağlayan kuruluş UNRWA Genel Merkezi'ni yok etti...
Ama bunlara rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde savaş suçlarından, soykırımdan yargılanan katil Netanyahu dünya barışı ve huzuru için var olan BM çatısı altında daha önce de konuşturuldu, kafasına göre de atıp, tuttu. Hiç utanmadan bir de "Biz dünyada sivil hassasiyeti en yüksek devletiz" palavrasını salladı. Ardından da BM'nin karargâhında, merkezinde, hem tüzel kişiliğine hem de dünya ülkelerine tehdit savurdu. BM'yi "Yahudi karşıtı bataklık" olmakla suçladı. Israrla gerilimin düşürülmesi çağrıları yapan BM Genel Sekreteri Guterres'i "istenmeyen kişi" ilan ederek, İsrail'e girişini yasakladı. Hem de "İsrail topraklarına ayak basmayı hak etmiyor" diyerek küstahça bir dille...