CHP'yi kutuplaştıran 38'inci Kurultay'la ilgili mahkemeye taşınan şaibe iddialarına dönük tartışmalar sürecin bir siyasi mühendislik meselesi olup olmadığına dönük savlar üzerine kurgulu... Yaşananları CHP'nin iktidar yürüyüşünü önlemeye dönük oyunlar olarak değerlendiren parti yönetimi, "bir siyasi mühendislikle CHP'nin eski yönetime teslim edilip, görevdeki değişimcilerin dışlanarak bölünme hesapları yapıldığı" iddiasında... Buna karşı eskilerden, gelenekçi kanattan gelen tez de "asıl siyasi mühendislik finans gücüyle delege iradesi fesada uğratılarak parti dizayn edildi. Bu durum CHP'de vesayete dönüştü" şeklinde... Böyle bakıldığında da yarınki duruşmada yine erteleme dışında eğer bir karar çıkarsa, nasıl olursa olsun CHP'de görünür gerçeklik şu:
''Mutlak Butlan kararı çıkarsa ben dizayn ederim CHP'yi'' havasında Kılıçdaroğlu tarafı... ''Ya da tam tersi dava reddedilir ortadan kalkarsa, ben bildiğim yolda yürürüm, devam ederim'' deyip muhalifleri hepten tasfiye etme düşüncesinde mevcut Özel yönetimi... Nitekim artık sona gelen 39'uncu olağan kurultay sürecindeki kadrolaşma hareketi ve jet ihraçlarla da epey bir mesafe almış durumdalar... Partinin her kademesinde görev yapan,CHP'lilikleriye tanınan, bilinen birçok isim tasfiye edildi, yenileri de yolda...
Dolayısıyla karara göre; özellikle de mutlak butlan çıkması halinde gelişmelerin karakolluk olma olasılığı yüksek... Mesela neler olabilir Kulislerde konuşulanlar, yansımalar, "Karar tanınmayacak", "Özel ve kurmayları Genel Merkez'i bırakmayacak", "Kılıçdaroğlu, Genel Merkez'e alınmayacak" şeklinde... Buna dönük düşünceler daha önceleri de dillendirildi, tartışıldı zaten... Kılıçdaroğlu cephesi ise partiyi yönetmek için genel merkezde bulunmaya gerek olmadığı, ofisten de bu işlerin yürütülebileceği havasında... CHP İstanbul İl Yönetimi'nde yaşanan ve halen devam eden çift başlı, gerilimli, kaotik ortamın benzeri, hem de çok daha yüksek ivmeli hali olabilir yani...
★ ★ ★
Karar çıkar, çıkmaz, ne yaşanır orası flu ama duruşma arifesinde tam anlamıyla kutuplaşmış bir ana muhalefet, CHP görüntüsü açık ve net... Taraflar arasındaki delege iradesi mi fesada uğratıldı yoksa burada bir siyasi fesatlık mı var meselesi, kavgasında herkesin kendine göre farklı bir yaklaşımı söz konusu... Kavga partinin durumu ve geleceğinden daha çok bireyselleşmiş halde.. Biri eski iki Genel başkan ve de onların yandaşları ile yakın çevresindekiler arasında... Üstelik epey yüksek tonda... Her kafadan bir ses çıkıyor, hukuki sürecin her ikisi de CHP'li tarafları, işine geleni, kendilerine uygun görüşü olası kararı sahiplenip, destekliyor ona göre de pozisyon alıyor... CHP'li taraflar, muhataplar arasındaki sert iklim tam gaz devam ediyor... Kimse kimseyi dinlemiyor ya da dinlese bile "Dediğim dedik çaldığım düdük" havasında... Başkalarının söylediklerini umursamıyor, sadece işine geleni doğru sanıp o yolda yürüyor. Bu bağlamda da CHP yönetimi şunları söylüyor: