Hepsinin kökü Washington'da

Suriye'nin toprak bütünlüğü, üniter yapısı anlamında Ankara ve Şam çok net mesajlar veriyor ama PKK'nın Suriye kolu YPG/PYD ya da SDG adı her neyse bunu anlamıyor ya da anlamamakta direniyor... 10 Mart tarihinde altına imza attığı mutabakat metnindeki sekizmaddeden hiçbirinin gereğini yerine getirmediği gibi, Şam yönetimini zorda bırakmak, kaosu tetiklemek adına her pisliği yapıyor... Küçük kurnazlıklar peşinde koşuyor… Sanki bu mutabakat hiç imzalanmamış, onlar adım adım kendi sözde özerklikleri ve bağımsızlıkları konusunda gidiyorlar, böyle bir tablo yaratmak istiyorlar... ABD'nin verdiği destekle Suriye topraklarına, stratejik varlıklarına çöken bir terör örgütü elebaşı ülkenin geleceği ve yönetim sistemi üzerine ahkam kesiyor… O topraklar üzerinde hak iddia ediyor… Tıpkı İsrail'in Filistin topraklarında yaptığı gibi… Al birini vur diğerine... İsrail'in parçalanmış Suriye niyeti buna dönük aşağılık faaliyetleri de aleni zaten.

Terör örgütü YPG/PYD ya da SDG'yle koordineli olarak Dürziler üzerinden Suriye'deki fay hatlarını kaşıyor, hareketlendirmeye çabalıyor, tetikliyor. Hem de pervasızca... Bu bağlamda da İsrail'e yakınlığıyla bilinen kukla bir Dürzi lider ne dedi "Suriye'de federal bir devlet olmazsa ayrılırız ya İsrail'e ya PKK/YPG/SDG'ye bağlanırız..."

ABD'nin gölgesinde herkes kendini bir halt sanıyor, Suriye'nin geleceği üzerine abuk sabuk zırvalıyor yani...

***

Sadece onlar değil, ABD'nin gazıyla palazlanan Suriye PKK'sının yansımasıyla İKBY Başkanı Neçirvan Barzani de şimdilerde farklı biçimde konuşmaya, saçmalamaya başladı ve şunları söyledi:

"Biz Suriye'de merkeziyetçi bir sistemin doğru bir yönetim sistemi olduğuna inanmıyoruz. Suriye çok uluslu, çok dinli ve çok kültürlü bir ülkedir. Biz Suriye'nin merkezi ve güçlü bir şekilde yönetilmesinin Suriye'yi hiçbir sonuca ulaştırmayacağına inanıyoruz. Suriye'nin kendine özgü durumu ve kendi koşulları doğrultusunda, bir model üzerinde düşünülmesi gerekiyor."

Bunlar da Barzani yönetiminin arka planda aslında neyi düşündüğünü SDG'yle aynı kafaya sahip olduğunu gösteriyor. Suriye PKK'sını kendileri gibi özerk bir yönetim olsun istiyor belli ki... Hatta izlenecek yol, yöntem konusunda akıl da veriyor... Dolayısıyla ileriye dönük daha başka şeytani düşüncelerde var gibi sanki... Sürpriz mi Değil. Netice itibarıyla Barzaniler başından itibaren bir Kürt Devleti kurulmasında taraf olmuştur… Bağımsızlık meselesi Mustafa Barzani'den itibaren bir miras olarak kalan ve dillendirilen hedeftir, rüyadır. Mesud Barzani'de "bağımsızlık referandumu"yla bunu denemeye yeltendi. Hem de kararından vazgeçmeyeceği, karşı çıkılması halinde kanlı bir savaşın yaşanacağı iddiası ve tehdidiyle… ABD'ye güvenerek elbette... Sonrası malum Türkiye kulağına fısıldadı "Bunlarla uğraşma bedelini ağır ödersin, ABD'ye de fazla güvenme" diye... Sonuçta da referandum hikâyesi Mesud Barzani'ye 12 yıl boyunca yaptığıİKBY Başkanlığı'nı bıraktıran süreç oldu...