Terör örgütü YPG/SDG'nin Suriye Ordusu'na entegre olmasını öngören 10 Mart Mutabakatı için zaman daralıyor artık... Geldiğimiz nokta: SDG uyacak mı, uymayacak mı Daha bir kaç gün önce ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı da çok net bir şekilde uyulmasını istedi, "entegrasyon olmalıdır" dedi. Hatta sanki CENTCOM terör örgütü YPG/SDG'den vaçgeçiyormuş gibi yorumlar da yapıldı... Ama CENTCOM nasıl bir entegrasyon olmalıdır şeklinde bir açıklık getirmedi. Tek bir açıklaması oldu: "Entegrasyonu destekliyoruz... Entegrasyon, daha istikrarlı ve öngörülebilir bir güvenlik ortamına yol açacaktır." Bu doğru bir tespit, ancak sözün sahibi CENTCOM olunca kafa karıştıran soru şu:
Tamam da hangi entegrasyonu destekliyorsunuz..
10 Mart Mutabakatı'nın 8 maddesi çok açık ve net. Suriye'nin toprak bütünlüğü adına atılmış çok önemli bir adım olduğu ortada… Bu anlamda da federal/özerk yapı istekleri artık rafa kalktı diye iddialı söylemler de mevcut. Türkiye'de başından beri bu mutabakatı, Suriye'de üniter yapıyı destekliyor. Ama SDG tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında ise işine geldiği gibi anlama ,farklı bir adla, federal/özerk bir yapıya istek ve zorlama söz konusu. Silah bırakma ve SDG'nin Suriye Ordusu'na entegre olma konusunda yine farklı anlama ya da yorumlama durumu var... Aynı durum petrol ve doğalgaz gibi yer altı kaynaklarının paylaşımı içinde geçerli… Nitekim Suriye PKK'sının elebaşı diyor ki; "Mutabakata uymuyorum, entegre olmuyorum." Ne istiyor "Benim ayrı bir ordum olacak, komutanları ben olacağım, Suriye'nin kontrolümde olan bölgesi yine öyle kalacak. Beni böyle kabul ederseniz edin..." İsrail'in gazı dolduruşuyla tabii...
★★★
CENTCOM Komutanı'nın kulağa hoş gelen ama soru işaretleri içeren entegrasyon açıklamasının hemen ertesinde gerçekleşen Amerikan askerlerine yönelik DAEŞ saldırısı da ister istemez daha farklı düşünceler getiriyor akıllara... Sönümlenmiş olan DAEŞ'i tekrar alevlendirip Suriye PKK'sı SDG'ye durumdan vazife çıkartma ve Ahmet Şara yönetimini "Siz güvenlikte yetersiz kalıyorsunuz" diye baskılayıp, entegrasyon meselesini kendi anladıkları, işlerine geldiği noktaya çekmek hesabı, daha doğrusu şeytanlığı gibi... Terör örgütü DAEŞ denildiğinde üzerine en çok konuşulan tartışılan onun arkasındaki güç, irade malum. Herkesin bildiği ama sır havasına sokulan ABD'nin varlığı yani. Bunu da bizzat ABD'li yetkililer kendi ağızlarıyla deklare ettiler zaten. En başta da Trump ne dedi "IŞİD'i Barack Obama ve Hillary Clinton kurdu." Bunu defalarca da tekrarladı. Baştan itibaren DAEŞ'in yaptığı eylemlere bakıldığında da neye hizmet ettiği konusunda çok net mesaj içeriyor zaten... Nitekim Palmira'daki asayiş amaçlı ortak devriye faaliyeti yürüten Suriye ordusu unsurları ile ABD askerleri'ne yönelik saldırının hemen sonrası sözde SDG Komutanlığı'ndan yapılan açıklamada "SDG'nin Suriye'de IŞİD'i yenilgiye uğratma kapasitesini kanıtladığı" yutturmacasıyla şöyle denildi:
"Bu savaşı Suriye coğrafyasının her yerine taşımaya ve nerede olursa olsun terörü ortadan kaldırmak için tereddütsüz çalışmaya tam hazır olduğumuzu ilan ediyoruz..."

4