CHP'nin asıl rakibi kendisi

Meseleleri mahkemeye düşen CHP'de uzun zamandır bir kriz yönetimi sorunu var. Gerçi partiyi yönetenler asla bunu kabullenmiyor ve yaşananları da CHP'nin iktidar yürüyüşünü engelleme amaçlı oyun, kurgu olduğunu savunuyorlar ama görünür gerçeklik de şu:

Türkiye'yi yönetmeye talip olduğunu söyleyen ana muhalefet partisi, daha kendi içinde yan yana gelemiyor. Parti içi kavganın, çekişmenin dozajı, volümü giderek yükseliyor…O kadar sert bir siyasi bakış, söylem var ki CHP'de herkes birbirini kırıp döküyor... CHP denilince akla gelen isimler, ağır abiler bile bu linç ikliminden nasibini alıyor... CHP içindeki farklı söylemler için nitelendirilen demokrasinin gereği, çok seslilikdurumu da, şimdilerde hepten "çok bencilliğe" evrilmiş durumda. Hatta kimileri açısından tam anlamıyla siyaseten varlık, yokluk kavgasına… Niyesi de açık:

Şaibeli iddiasıyla mahkemelik olan 38'inci Kurultay'da seçimi kazanan değişimci ekip Genel Başkan Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ikilisi o tarihten itibaren yendikleri hizbi önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu taraftarlarını kazanmak, bir bütün olarak CHP'yi inşa etmek yerine partiyi tam olarak kontrol altına alacakları bir hizip hareketi yürüttüler. Bunun ilk göstergesi 31 Mart seçimlerinde aday belirleme noktasında patlak verdi… Ötelenme, dışlanma ya da sindirme politikası sonrasında da devam etti... Öyle bir ikilem oluştu ki tek adaylı bir cumhurbaşkanı adaylık ve tek adaylı bir olağanüstü kurultayda genel başkanlık seçimlerine gidildi. Farklı düşünenler çok ağır muameleyle karşılaştı, linç havası oluştu… Genel Merkez, parti içi muhalefeti tasfiye etmek dışında pek adım atmadı… Gelinen nokta itibarıyla da kazananın diğerini tasfiye edeceği bir anlayış ortaya çıktı...

***

Ortadan ikiye ayrılmış bir CHP görüntüsü söz konusu... Bu haklı ya da şu haklı diye racon kesmek öngörüde bulunmak da zor. Delege iradesi mi fesada uğratıldı yoksa burada bir siyasi fesatlık mı var meselesi, kavgasında da herkesin kendine göre farklı bir yaklaşımı olduğu da ortada… Yaşanan gelişmelerle bu durum daha da karmaşıklaşıyor… Dolayısıyla bunun içinden çıkabilmek de çok zor… Onun için de CHP'nin şu taraf ya da bu taraf haklı takıntısıyla değil, kendi içinde bir mutabakatın sağlanmasına odaklı bir davranış içinde olması gerekir. Bütün taraflarıyla kafa kafaya verip bir çözüm üretmek, çıkış bulmak üzere… Ancak CHP yönetimi tam tersi gerilimi daha da tırmandırma ve kendi iç meselelerini sokaklara taşıma gibi son derece tehlikeli bir seçeneği, yolu zorluyor… Böyle bakıldığında da bu krizin haklısı, haksızından ziyade meseleyi aşamamak sıkıntısı olduğu açık. Bunun da seçmen, sokaktaki insan nezdinde ağır faturası olma olasılığı yüksek… Her ne kadar Özel, muhalefete diyalog kapısını kapatan duruşu ve sert üslubuyla CHP tabanını konsolide etti, ediyor denilse de… Zira Türkiye'nin gündemi bambaşka…Terörsüz Türkiye, ekonomi ve dış politika konusunda konuşulan ve bu anlamda da CHP'nin ne düşündüğü merak edilen o kadar çok mesele var ki...