CHP'deki "yenilikçiler" ile "gelenekçiler" arasındaki soğuk savaş artık resmen sıcak savaşa dönüştü...CHP, CHP'ye karşı gibi bir görüntü var ana muhalefette...Gidişat da pek iyi görünmüyor, ipler kopmuş gibi bir hava var sanki…CHP hep kişiler ve onlara bağlı hesaplar üzerine odaklı, iç çekişmelerden, ana muhalefet partisi olarak tek ses halinde ülke sorunlarına, sokağın, vatandaşın sıkıntılarına çözüm üretmek ya da umut olmak noktasına gelemiyor bir türlü...Hem de şaibeli olduğu iddiasıyla mahkemeye taşınan genel başkan değişiminin yaşandığı 38'inci kurultaydan bu yana…Oysa kurultay partisi olarak bilinen CHP'de normalde ne denilirdi hep Kurultay, kurultay salonunda kaldı, tartışmaları bırakıp önümüze bakalım. Kurultayı kazanan da kızgın, küskün kaybedenlere karşı kucaklayıcı, kapsayıcı olurdu. Ama göründüğü kadarıyla burada kazananlar, kaybedenlerden daha öfkeli ve kızgınlar. Tasfiye, dışlanma iddiaları, buna tepki olarak da istifa, toplu protesto her şey yaşandı, yaşanıyor. Dışlanan ötekileştirilen, istifaya zorlanan ya da eden, parti yönetimini suçluyor kurultayda Kılıçdaroğlu'na destek verdikleri için tasfiye edildikleri gerekçesiyle...Hem de sadece İstanbul, İzmir değil, ülkenin birçok ilinde, ilçesinde...Hal böyle olunca da CHP açısından kırgın küskün seçmen nasıl motive, konsolide edilecek derken, buna birde teşkilatta kırgın, küskün ordusu eklendi... Olası yargı kararlarına dönük tahminler, yapılan açıklamalar, beklentiler konuşulan siyasi hamleler de CHP'nin fay hatlarını tetikleyecek nitelikteydi ağırlıkla…Her ne kadar dışa dönük verilen mesajlarda olan bitenlerin CHP'nin iktidar yürüyüşünü engellemek, partideki birlik beraberlik havasını bozmaya dönük siyasi manevralar olduğu algısı yaratılmak istense de...
★ ★ ★
Bu manzaraya özellikle de İstanbul il kongresiyle ilgili mahkemenin verdiği ara karar üzerine CHP Genel Merkezi'nden gelen sert çıkışlara, jet ihraç söylemlerine ve buna karşı tepkilere bakıldığında yaşananlara bir öncü deprem de denilebilir…Şiddeti ve yıkım derecesi de kararın uygulama anındaki bir karakolluk olma olasılığıyla bağlantılı olarak...Zira Özel "mahkeme kararı yok hükmünde ne CHP Genel merkezine ne il binasına CHP'lilerin seçmediği kimse giremez" diyor… Mahkememin görevlendirdiği partinin abileri de "CHP'yi CHP'liler yönetecek" tarzında açıklamalar yapıyor. Bunlarda CHP'de fiilen bir ayrışma olduğunun göstergesi…Bu sürecin 15 Eylül'deki 38'inci kurultay davasından çıkması muhtemel çok konuşulan tartışılan mutlak butlan kararıyla beraber partideki ana fayı tetikleme olasılığı da yüksek...Kararlar böyle devam ederse senaryolar konuşulanlar gerçekleşirse bu arada yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili iddianamelerde ortaya çıkınca parti içindeki hiziplerin birbirlerini çok daha sert suçladıklarına tanıklık sürpriz olmaz. Taraflar birbirlerine "sırtından hançerlemek", "iktidar aparatı olmak" gibi o kadar ağır iddialarda, ithamlarda bulundular ki, nasıl bir arada bulunacaklar sorusu daha önceleri de çok konuşuldu tartışıldı. Şimdi gelişmelere, bağlı olarak bir süredir davalar yüzünden çıkmaz sokağa giren CHP'deki fay hatlarının daha da kırılgan hale gelme durumu söz konusu. Artık varlığı görünür olan ayrışmanın siyaseten bir parçalanma, bölünme kopma, ağır yıkımlara yok açabilecek bir büyük deprem olasılığı yani...