Casusa karşı da Çelik Kubbe!..
Türk savunma sanayiinin geldiği nokta nedeniyle dünyanın gözü, kulağı Türkiye'de... İHA ve SİHA'larla başlayan Türk mühendislerinin tasarlayıp, geliştirdiği milli muharip uçak KAAN ile taçlanan TCG Anadolu'ya ve uzun menzilli füzelere kadar uzanan süreç yüksek irtifada hız kesmeden devam ediyor. Türkiye dünyada beşinci nesil savaş uçağı üreten ve satan elin parmaklarını geçmeyen az sayıdaki süper lig ülkelerinden biri artık. Buna çok katmanlı entegre hava savunma sistemi Çelik Kubbe de eklendi malum... İçerisinde Türkiye'nin geliştirdiği birçok hava savunma silah sistemini, radarı, elektro-optik sistemini, haberleşme modüllerini, komuta kontrol istasyonlarını ve yapay zekâyı barındırıyor... Havada, karada, denizde sürekli yenileri geliştirilen projeler silah sanayiinde dışa bağımlığımızı azaltırken, Türkiye'yi dünya piyasalarında söz sahibi de yaptı. Son beş yıllık dönemde silah satışlarını yüzde 106 oranında artıran, dünyanın en büyük 11'inci silah ihracatçısı konumuna yükselen Türkiye, küresel savunma pazarında giderek daha önemli bir aktör haline geldi. Türkiye'nin silah ithalatı da bir önceki beş yıllık döneme göre geriledi. NATO ortağı, AB üyesi ülkeler de Türkiye'den silah alan ya da talep edenler arasında... Bunlar da bazı ülkeler açısından ciddi anlamda rahatsızlık ya da tedirginlik demek... En başta da sözde müttefikimiz, NATO'daki ortağımız, dünyanın en önde gelen silah tedarikçisi ABD için... Çünkü Türkiye savunma sanayindeki atılımlarıyla çok daha güçleniyor, güçlenecek. Bölgede daha da güçlenen bir Türkiye de ABD'nin işine gelmez, gelmiyor. O, kendisine muhtaç, kendi sözünü dinleyen, verdiği silahlarla, malzemelerle yetinen bir Türkiye istiyor. Yani "benim her dediğimi yapmak zorundasın" hesabı... Ama şimdi bu model değişti artık. T.C Devleti çok zor bir irade ortaya koyarak hem müttefiklik hukukundan vazgeçmedi hem yapılan tüm engellemelere, ambargolara, aşağılık tezgahlara rağmen ana karası, gök vatanı, mavi vatanının savunmasıyla ilgili müthiş bir gelişme sağladı. Stratejik özerklik anlamında... Olmayanı oldurdu, var olanı da daha da geliştirdi...
Tabii bu aynı zamanda teknoloji ve ticari olmak üzere iki farklı casusluğun daha radarına girme anlamına da geliyor. Türkiye'nin geliştirdiği, geliştireceği projelerle ilgili bilgi sızdırma amacıyla birçok ülke istihbarat servisleri, yabancı şirketlerin elemanlarının "derin" faaliyetleri yani... Nasıl olmasın ki; ülke olarak iddialısın, savunma sanayimi şu hale getireceğim diyorsun o iddia bağlamında da art arda hamleler yapıyorsun, üretiyorsun, projeler ve yazılımlar geliştiriyorsun. Dolayısıyla övgüler kadar kem gözlerin de olması kaçınılmaz. Konuştuğum üst düzey bir istihbaratçının buna dönük tespitleri de bu yöndeydi nitekim: