Şimdilerde Suriye'de özerklik ısrarındaki terör örgütü PKK/YPG/SDG'ye destek çıkan, hatta izlenecek yol yöntem konusunda akıl veren, silah bırakmamaları konusunda cesaretlendiren IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, daha geçen yıl (Şubat 2024) şöyle diyordu:
"PKK, Kürdistan Bölgesi ve Irak için büyük bir beladır. Türkiye'yi topraklarımızdan tehdit ediyorlar. Bu bizim açımızdan hiçbir şekilde kabul edilemez..."
Aynı Barzani iki-üç ay önce IKBY-Türkiye ilişkileri ile PKK'nın silah bırakma sürecine ve Suriye'deki gelişmelere ilişkin de şu açıklamalarda bulundu:
"Türkiye bu konuda çok ciddi. Sürecin netice vermesi için PKK'nın bu adımları atması gerekiyor. Bence bu tarihi bir fırsattır ve Kürtler bunu kaçırmamalıdır. Öcalan'ın mesajları çok açık ve nettir. Kandil de tam olarak ne yapması gerektiğini biliyor. Fakat bunu yapmıyor. PKK, Rojava'dakilerin yakasını bırakmadığı sürece onlar netice alamaz. PKK Suriye'nin kuzeyinden, Rojava'dan vazgeçmelidir."
PKK denildiğinde güven anlamında Neçirvan Barzani bir öyle bir böyle yani...
Şaşırtıcı mı Değil.Genetik bir durum olduğu bildik hikaye…IKBY'nin eski başkanı amcası Mesud Barzani de öyleydi zira…Mesela terörün zirve yaptığı 1992-93'lü yıllarda PKK'ya karşı çeşitli tarihlerde Irak topraklarında gerçekleştirilen harekatlarda Barzani, Türkiye'nin yanında havasındaydı. Hatta PKK'ya karşı saf tutuyordu. o nedenle de, beklenti yüksekti. Ama genellikle hayal kırıklığı yaşandı, pek müdahil olmadı.. Yardım eder gibi görünüyordu fakat PKK'yla dirsek teması halindeydi sürekli... Sorulduğunda da saçma sapan bahanelerle geçiştirdi durumu hep... Liderlik, iktidar mücadelesine tutuştukları anda birbirlerine düşüyorlar, iktidar mücadelesi yokken ise aralarında bir problem yok hali yani. Bunun gibi de sayısız örnek var... Zaten PKK'yı da terör örgütü olarak kabul etmiyorlar ancak daha geçen yıl Irak'ta "yasaklı örgüt" diye tanımlandı malum, o da lafta. 2013'te İmralı'daki Öcalan'ın isteğiyle Kürt kongresini toplayan ve "Sayın Öcalan'ın da aramızda bulunmasını isterdim"diyen de Mesud Barzani'ydi zaten.. 2016'da da Washington merkezli Al- Monitor internet sitesine yaptığı açıklamada terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD'ye yapılacak herhangi bir yardımın PKK'ya destek anlamı taşıdığını belirterek, "PYD ve PKK tam olarak aynı şeydir" itirafında bulunan da Mesud Barzani'ydi yine...
★★★
Bunların hepsi de ABD'nin bilgisi dahilinde tabii... İsrail'in MOSSAD'ın bu oyundaki kışkırtıcılığı da bildik hikaye… Bugün YPG/SDG'yi gazlayan İsrail, 2017'de Barzani'nin referandumla bağımsızlık hayalini destekleyen tek ülkeydi. Barzani bölgesinde İsrail bayrakları dalgalanıyordu...
Dolayısıyla şu sıralar çok dillendirilen, tartışılan PKK/YPG/SDG Suriye'de Barzani taktiği uyguluyor söylemleri de yıllar öncesinden konuşulan bir mesele aslında… Şöyle ki; 2017'de DAEŞ'in Rakka'dan çıkarılmasının ardından şehir sokaklarında açılan Abdullah Öcalan posterlerine rağmen ABD "PKK terör örgütüdür, terörle mücadelede Türkiye'nin yanındayız" gibisinden harf çarpıtmalarıyla oyalama ve yutturmaca taktiğine devam ederken,bir yandan da Barzani'nin sönen bağımsızlık ateşini, referandum hayalini PKK'nın Suriye kolu YPG/PYD/SDG adına alevlendirmek için körüklüyordu... Türkiye'yi Orta Doğu coğrafyasından koparmaya dönük kirli tezgâhta ABD'nin yeni hedefi, terör örgütüne elde ettirdiği inisiyatifleri Suriye ve Irak'ta geliştirmek, meşrulaştırmaktı. Hatta o sıralar "ABD Barzani'yi gözden çıkardı" iddiaları da söz konusuydu… O günlerde bu durumu konuştuğum bir istihbaratçının (1 Kasım 2017 tarihli yazımız) söyledikleri de şunlardı:

7