Zulüm

Süper Lig'de en son 2020/ 2021 sezonunda şampiyon oldu Beşiktaş. O tarihten beri de bir türlü istediği başarıyı elde edemedi ve zulüm derecesinde sezonlar geçirdi siyah- beyazlılar. Yanlış transferler, çok yoğun bir futbolcu sirkülasyonu, sürekli değişen başkanlar ve teknik direktörler...

Bu sezon da benzer sıkıntıları yaşıyor Beşiktaş. Birçok kez fırsat eline geçse de bunları değerlendiremedi siyah- beyazlılar. Bunun son örneği de Gaziantep FK maçı oldu. Kazansaydı 27 puanla dördüncü sıraya yerleşecekti Kara Kartal ve üçüncü Fenerbahçe ile 6, haftaya karşılaşacağı ikinci Trabzonspor ile 7 ve lider Galatasaray ile de 9'a düşürecekti puan farkını. Bu sezon yukarıdakilerin bolca puan kaybettiklerini göz önüne aldığımızda kapanamayacak bir fark değildi bu. Ama bu fırsatı da değerlendiremedi Beşiktaş.
Gaziantep FK karşısındaki kazanma isteklerine kimse bir şey diyemezdi siyah- beyazlı futbolcuların. Ama "Acemiler Mangası" hüviyetinde olunca, sadece istemek tek başına yeterli olmuyor. Hatta bu aşırı istek, mantığı da geri plana itti ve onun yerini bir an önce gol bulma telaşı ve acelecilik aldı. Zaten bu telaşlı ve aceleci oyun, takımı acemiler mangasına çevirdi.

Yine bunun bir sonucu olarak futbolun bütün evrensel kuralları da yok oldu gitti. Uzayan takım boyu, bırakılan geniş alanlar...
Elbette bilimsel değil duygusal yaklaşımla oynayarak "ya herro ya merro!" şeklinde bir anlayış sahaya yansıyıp, orta sahalar da hiç yokmuşçasına geçilince tempolu veya tempolu görünümlü bir futbol çıktı ortaya. Ama işin gerçeği, iki takım adına da uzun yıllardır böyle "dan dun" bir maç seyretmedim!
Tabii bir de işin bireysel beceri/ yetenek/hata kısmı var. Örneğin Beşiktaş'ın yediği ilk golde Gökhan Sazdağı, ikinci golde de Emirhan Topçu'nun yaptığı hatalar gibi. Esasen Beşiktaş defansında genel anlamda bir sorun, bir uyumsuzluk var. Her biri ayrı telden çalıyor. Bundan çıkan müzik de senfoni olmuyor doğal olarak! Bu defanstaki problem, ciddi bir handikap Beşiktaş için.