Güzel Sonuca Rağmen Ciddi Uyarılar

Galatasaray, kendi sahasında konuk ettiği Çaykur Rizespor'u 3-1 gibi farklı bir skorla geçerek ligde dörtte dört yaptı. Ancak sarı- kırmızılıların, bu güzel sonuç ve üç puana rağmen bu karşılaşmadan çıkartmaları gereken çok ciddi dersler var. Mücadelenin Galatasaray açısından ortaya koyduğu bu uyarıları, maçın da analizini yaparak genel olarak inceleyelim.

Öncelikle Galatasaray'ın karşılaşmaya çok iyi bir başlangıç yaptığını belirtmek gerekiyor. Sarı- kırmızılılar, bu bölümde rakip kaleyi ablukaya aldılar ancak Rize kilidini açmakta zorlandılar. İşte bu anda yine bir duran top yetişti imdada ve maçın da iyilerinden Davinson Sanchez, kilidi açan golü Çaykur Rizespor ağlarına bıraktı.

Fakat bu golden sonra konuk takım oyunda dengeyi sağlarken Galatasaray da gerilemeye başladı. Beşli savunmayla etkili bir defans yapan Rizespor, hızlı çıkışları da çok iyi bir şekilde gerçekleştirdi. Bunun neticesinde de ofsayt gerekçesiyle sayılmayan iki golün yanında birçok pozisyon yakaladılar ve nihayetinde de bu sezon Galatasaray'a ilk golü attılar. Bu anlamda sarı- kırmızılıların; orta sahada yapılan pas hataları, top kayıpları, defans arkasına atılan toplar ve savunma zafiyetlerine dikkat etmeleri gerekiyor. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bunların faturası çok ağır olur. Bu arada bu golde hatanın tümünü topu kaptıran Torreira'ya yüklemek çok doğru olmaz. Arkasından hızla yaklaşan rakibi gördüğü halde topu ona atan kaleci Günay Güvenç, bu golün baş sorumlusu. Günay, bu golden sonra da bir iki topta Galatasaraylı taraftarların yüreklerini ağızlarına getirtti. Bazen, özellikle de yoğun baskı olduğunda kalecilerin geriden bu tür paslarla çıkmakta ısrar etmeleri kötü sonuçlar doğurabilir. Kaleci transferinin konuşulduğu şu günlerde Günay'ın daha dikkatli olması gerekir.

Bu arada Galatasaray'ın attığı üç golden ikisine direkt katkı sağlayan stoperlerin maçın da en iyi oyuncuları olduklarını belirtmek gerekiyor. Sarı- kırmızılıların savunma sıkıntılarından yukarıdaki paragrafta bahsettim. Ancak yine yukarıdaki paragrafta belirttiğim üzere bu sıkıntılar genellikle ikinci ve üçüncü bölgede yapılan pas hataları ve kaybedilen toplar nedeniyle yaşandı. İki stoper, Davinson Sanchez ve Abdülkerim Bardakcı maçın genelinde iyi bir performans sergilediler. Galatasaray'ın ilk golünü atan Davinson Sanchez, bu maçta da pek çok kritik ilk müdahaleye imza attı. Abdülkerim Bardakcı da savunmadaki etkili performansı yanında hücumda da ön planda yer aldı. Yunus Akgün'ün sürekli ortaya gelmesi nedeniyle boşalttığı sol çizgiyi pek çok kez etkili bir şekilde kullandı Abdülkerim. Bu kanattan yaptığı bir ortası direkte patlayan başarılı stoperin 65'te Osimhen'e yaptığı asistteki ortası gerçekten muhteşemdi. Hatta buna orta yerine pas bile diyebiliriz.

İyilerden söz açılmışken Sallai ile devam edelim. Macar futbolcu, bu karşılaşmada hem defansta hem de hücumda çok etkili oldu. Orijini olmadığı sağ bekteki başarısı yanında son bölümde yer aldığı ön tarafta da çok etkili oldu ve yaptığı pres sonucu kaptığı topu "al da at" derecesinde bir pasla Icardi'ye göndererek üçüncü golün başmimarı oldu. Bu gol, 90+2'ye 2-1'le giren Galatasaray'ın rahatlayıp maçı kopartması açısından da ayrıca önemliydi.

Lemina'nın ne kadar önemli bir oyuncu olduğu, onun oyundan çıkmasından sonra verilen pozisyonlarda iyice anlaşıldı. Torreira da yenilen goldeki etkisine rağmen iyi mücadele etti.

Bununla birlikte Sane büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Her hafta biraz daha gelişme gösterdiğini ifade ettiğimiz Alman futbolcu, bu karşılaşmada bir iki hareketi dışında neredeyse hiç yoktu. Alman milli takımına seçilememesinden mi etkilendi, bilmiyorum. Ama oyunda kaldığı 84 dakika boyunca Galatasaray'ın adeta bir kişi eksik oynamasına neden oldu. Okan Buruk da ona 84 dakika tahammül etti. Skor diken üzerindeyken Galatasaray'ın böyle bir lüksü yok!