5G ve yapay zeka teknolojilerinin birleşimi, tüm çözümlere hız ve yeni yetenekler kazandıracak. Türk Telekom Ventures, Türkiye'nin teknoloji ekosistemini dönüştüren, endüstriyel devrime zemin hazırlayan kapsamlı bir yapı inşa ediyor
4G teknolojisinin 2010'larda Türkiye'ye gelmesiyle birlikte mobil uygulama girişimleri patlaması yaşandı. Tüketici odaklı dijital girişimler, mobil devrimle birlikte hızla büyüdü ve Türkiye'nin ilk unicorn girişimlerini ortaya çıkardı. Ancak şimdi karşımızda çok daha derin bir dönüşüm var. Türk Telekom'un 5G hazırlıklarında yapay zeka merkezi bir rol oynuyor. Şirket, 2019 yılından itibaren Nokia ile birlikte yapay zeka ve makine öğrenme uygulamalarını 5G teknolojileriyle entegre etmeye başladı. Bu çalışmalarda, yoğun trafiğin yaşandığı anlarda şebeke yönetiminin yapay zeka desteğiyle otomatik olarak optimize edilmesi, müşteri deneyimini olumsuz etkileyebilecek olayların henüz gerçekleşmeden tespit edilmesi gibi kritik yetenekler test edildi.
AKILLI ŞEBEKE YÖNETİMİ
Türk Telekom'un 5G vizyonunun en önemli ayağını, yapay zeka destekli akıllı şebeke yönetimi oluşturuyor. Şirket, 5G altyapısını yalnızca daha hızlı internet sağlayan bir teknoloji olarak değil, üretim süreçlerinde senkronizasyon, düşük gecikme ve yüksek güvenilirlik gerektiren uygulamalar için kritik bir omurga olarak konumlandırıyor. Türk Telekom Ventures'ın portföyünde yer alan girişimlerin toplam değerlemesi 576 milyon dolara, toplam gelirleri ise 100 milyon dolara ulaştı. Bu rakamlar, Türkiye'den çıkan fikirlerin küresel pazarlarda başarı yakalayabildiğinin en somut göstergesi. Özellikle 2024 yılında portföye katılan Finceptor, F-Ray ve Medialyzer gibi girişimler, finans teknolojileri ve medya analitiği alanlarında yapay zeka destekli bulut çözümleri geliştirerek, 5G altyapısının sağladığı ölçeklenebilirlikten maksimum düzeyde faydalanıyor.
AJANLAR HAZIR DURUMDA
Türk Telekom Ventures'ın yapay zeka ajanları ve veri odaklı girişimlere yaptığı yatırımlar, 5G ekosisteminin kritik yapı taşlarını oluşturuyor. T4 People Analytics, kurumların farklı sistemlerinde bulunan tüm çalışan verilerini bir araya getirerek yapay zeka ile derin içgörüler elde etmelerini ve otomatik olarak yüksek etkili aksiyon önerileri sunmalarını sağlıyor. Mindsite ise gerçek zamanlı, anlamlı verilerle e-ticaret kanalında satış yapan markalara aksiyon alınabilir pazar içgörüsü sunuyor. Klart AI, kurumsal şirketlerin üretkenlik ve verimlilik problemleri için yapay zeka tabanlı çözümler üreterek, hem iç hem dış veri kaynaklarına entegre olarak soruları doğru yanıtlıyor. Siber güvenlik alanında ise Priam AI, agentic sanal analistler kullanarak tehdit tespitinden olay müdahalesine kadar tüm süreci otomatikleştiriyor ve güvenlik ekiplerinin iş yükünü yüzde 80'e varan oranda azaltıyor.
EKOSİSTEM YAKLAŞIMININ GÜCÜ
TÜRK Telekom'un 5G odaklı dönüşümde yapay zekayı kullanma stratejisi, yalnızca teknoloji yatırımlarından ibaret değil. Şirket, altyapı, girişim desteği, global networkler ve uygulama geliştirme ekosistemini bir araya getirerek bütünsel bir yaklaşım sergiliyor. Bu ekosistem, hem Türk Telekom'un operasyonel verimliliğini artırıyor hem de girişimcilik ekosisteminin güçlenmesine katkıda bulunuyor.
YAPAY ZEKADA BAŞARILI ÇÖZÜM İÇİN UYGULAMA VERİ ENTEGRASYONU ŞART
SAP Yönetim Kurulu Üyesi Muhammad Alam, şirketlerin yapay zeka yatırım getirisini ölçebilmesi için 'uygulama, veri ve yapay zeka' entegrasyonunu zorunlu kıldıklarını söyledi
Tüm dünyada binlerce küçük ya da büyük şirket yapay zeka projelerine saldırıyor. Ancak başarı oranı oldukça düşük. SAP, en son teknoloji ve platform yeniliklerini, özellikle yapay zeka ve kurumsal uygulama stratejilerini dünya çapındaki geliştiricilere, analistlere ve iş ortaklarına duyurduğu yıllık TechEd Konferansı'nda bir araya geldi. SAP Yönetim Kurulu Üyesi Muhammad Alam, TechEd Konferansı'nda yaptığı açıklamalarda, yapay zeka yatırımlarının başarılı olması için veri ve uygulama entegrasyonuna ihtiyacın altını çizdi. Alam, "Entegrasyonun temel gerekçesi, yatırım getirisi (ROI) ve ölçümü kolaylaştırmak. Bir ajanın yeni tedarik sözleşmeleri müzakere etmesine yardımcı olması durumunda, müşteriler o ajanın kaç sözleşmeye yardımcı olduğu, ortaya çıkardığı içgörüler ve varsa tasarruflar hakkında çok net bir görüşe sahip olurlar. Bu entegrasyon olmadan, hesap verebilirliği veya o ölçümü sağlamak çok daha zor hale gelir. Uygulamalar olmadan verinin nerede oluşturulacağı ve aksiyonun nerede alınacağı sorularına dikkat çekiliyor" ifadelerini kullandı.
PRAGMATİK YATIRIM KARARI
Alam, yapay zeka katmanında hiçbir zaman tek bir oyuncunun her şeyi alacağı bir durum olmayacağını, ancak 10-12 farklı yapay zeka oyuncusunun da olmayacağını düşündüklerini ifade etti. Kurumların, iş uygulaması yapay zekası ile yapılandırılmamış yapay zekanın nerede durduğuna dair ağırlık merkezlerini düşünmeleri gerektiğini söyledi. Şirket, yapay zeka dağıtımında süreçleri baştan sona yeniden düşünmeyi gerektiren yaklaşımın "Çok daha zor elde edilebilir bir nihai durum" olacağını düşünüyor. Bunun yerine, ilk adım olarak, şirketi yöneten rollerin "Daha hızlı, daha verimli, daha üretken" hale getirilmesiyle başlanması gerektiğine inanılıyor.
İNSAN İHTİYACI DEVAM EDECEK
Her işi hemen otomatik olarak çözmeye çalışmadan önce güven zincirinin oluşmasına odaklanmanın doğru olacağının altını çizen Alam, her 10 şirketten 9'unun, döngüde bir insan istediğini söyleyen bir yapay zeka etiği politikasına sahip olacağının altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Müşteri hizmetleri ajanları örneği verilerek, ilk aşamada yapay zekanın bir öneri hazırlanıyor. Ancak doğru olup olmadığını doğrulamak için döngüde en azından bir kişi olması gerektiğini görüyoruz. Bu güven inşa edildikten sonra, belirli vakaların yüksek güvenle temassız, otonom bir hizmet deneyimi sağlaması mümkün hale geliyor. Özetle, SAP'nin yaklaşımı, kuruluşların bugün hazır olduğundan daha yüksek bir değere odaklanmadan önce, güveni inşa edebilmek için rollerdeki insanlar ile başlamayı içeriyor. Bu, rollerle başlayan, güveni adım adım inşa eden ve otonom yürütmeye doğru ilerleyen bir yolculuktur."
HALKBANK, YENİLİKÇİ FİKİRLERİ GELECEĞE TAŞIYOR
HUBrica Hızlandırma Programı'nın Demo Day'25 etkinliğinde girişimciler, projelerini yatırımcılara sundu. Kadın girişimcilere toplam 111 milyar TL yatırım yapıldı
Halkbank'ın İTÜ ARI Teknokent iş birliğiyle fintek, yapay zekâ ve sürdürülebilirlik alanlarında yenilikçi girişimleri desteklemek amacıyla hayata geçirdiği HUBrica Hızlandırma Programı'nın Demo Day'25 buluşması, İstanbul Finans Merkezi'ndeki Halkbank Kuleleri'nde gerçekleşti. Programa kabul edilen 9 girişim, yatırım dünyasının önde gelen temsilcilerine projelerini tanıttı.14 Mayıs'ta başlayan program kapsamında Halkbank, girişimcilere nakdi ödül desteği sağlarken, onların uluslararası ölçekte iş birliği yapma ve yatırım alma fırsatlarını artırmayı hedefliyor. KADIN GİRİŞİMCİYE 111 MİLYAR TL

5