Ormanlarımızla birlikte ciğerlerimiz, soykırımla katledilen Gazze'ye uzanamamaktan yüreğimiz, dostlar gaflet uykusundayken, hiç uyumayan düşmanın yaralarımızı kanırta kanırta kaşımalarından dolayı aklımız yanıyor…
Havaların ısınmasıyla orman yangınlarıyla boğuşmaya başladık. Bu uğurda orman işçileri ve gönüllülerinden şehitler verdik, devlet ve millet olarak elbirliğiyle ateşin tüm ülkeyi sarmaması için canhıraş şekilde bir mücadele veriliyor.
Allah ahirette ateşlere gark etmesin duasıyla yürümeye çalışıyoruz.
Gazze'de insanlar artık toplu şekilde açlıktan ölmeye başladı. Allah'ın lanetle andığı Siyonist caniler, her türlü katliam yapmanın yanında aylardır Gazze'ye bir lokma ekmek sokmuyor, "kontrollü gıda yardımı" adı altında aç insanları bir yerde toplayarak katlediyor.
Gazze ümmetin sırat köprüsü haline geldi. Ve maalesef bizler, Gazze dışında kalan her insan, Gazze imtihanından ağır hesap verecek noktaya çoktan ulaştık.
Fert olarak bilemem ama istisnasız her ülke, Gazze'de gözlerimizin önünde yapılan soykırımı durduracak adımı atmadığı için hesap verecek durumda.
Gazze, İslam toprağı, Filistinliler Müslüman oldukları için soykırıma maruz bırakılıyor. Soykırımla açlıkla tankla füzeyle işkenceyle kimyasal silahlarla her türlü savaş suçu işlenerek katledilirken dünyanın egemen güçleri ve onların kuklası olmuş devletçiklerin bu vahşeti görmezden gelme sebebi de Filistinlilerin Müslüman olmaları. Daha dün bir avuç katil Dürzi için anında harekete geçen Batı, iki senedir Gazze'de açlıktan öldürülen bebeklerin sesini duymuyor. Duymayacaklar da…
Müslüman olduğu için toprakları işgal edilen ve soykırımla yok edilen kardeşlerimizin yanında Müslümanlar olarak gerçek manasıyla duramıyoruz.
Çünkü ülkemizdeki İslam düşmanları, siyonizimin temsilcileri, emperyalizmin kuklaları ve gaflet uykusunda kendi ikbali için zalimlerle işbirliği yapan güruh devamlı tetikte, devamlı saldırıyor ve her fırsatta bağrımıza hançer saplıyor.
Devletimiz Siyonist vahşete en sert şekilde tepkisini gösteriyor, diplomatik anlamada devamlı faaliyet içinde, direnişi övüyor, terörize edilmesini engelliyor, Hamas'a ve Filistinlilere sahip çıkıyor ama yapılması gereken bazı şeyler var ki bu konuda bir türlü adım atmıyor.
Çifte vatandaşlık hakkına sahip olan katil Siyonistlerin tespit edilmesi, yargılanıp vatandaşlıktan çıkartılması için adım atmıyor mesela. Siyonist İsrail ordusu birçok ülkede yaşayan katil sürüsünden oluşan toplama bir ordu. Türkiye bu adımı atar da çifte vatandaşlığı kullanarak Siyonist orduya katılarak Gazze'de bebek öldüren katilleri yargılar ve vatandaşlıktan çıkartırsa ardından birçok ülke de aynı uygulamayı yapacaktır. Aynı şekilde soykırım suçunu işleyen İsrailli yetkililerden askerine kim varsa TCK'nın "insanlığa karşı işlenen suçları yargılama" kanun maddesiyle yargılayıp ceza verebilir. Ve aynı şekilde dolaylı olarak ülkemizin kara hava ve deniz yollarını tamamen kapatması, özel sektörün de ticaretini engellemesi gerek.
Bunlar, iki senedir devamlı dile getirdiğimiz ve Türkiye'nin savaşa fiilen katılmadan kolayca yapabileceği şeylerdi.
Bu adımları atmanın yanında asıl olarak, Gazze'de Siyonist soykırımı durdurabilmek için önce ülkemizdeki Siyonist- emperyalist zihniyetle hesaplaşmamız gerek. Bu hesaplaşmayı yapamadığımız için Gazze'ye uzanamadığımızı anlamamız gerek.
Filistin'in en başından işgale uğramasının da sebebi olan ve bugün kalbi, dili ve yaptıklarıyla siyonist vahşete destek olan zihniyetle hesaplaşmalıyız.
Türkiye kurtulmadan gerçek anlamda Gazze kurtulmaz diyoruz devamlı. Bütün düğüm Anadolu'daki hesaplaşmaya bakıyor. Bunu basit bir politik çekişme, parti kavgası veya seçim manevrası olarak söylemiyorum. Bütün bu vasıtaları da kullanarak varılması gereken gerçek hedeften bahsediyorum.
Ülkemizde yaşadığımız olumlu veya olumsuz her hadiseyi İslam'a, Müslümanlara, vatana millete ve ümmete karşı bir silah gibi kullanan İslam düşmanı zihniyetle adam gibi hesaplaşmadan ve bu hesaplaşmanın üzerine yeni bir sistem inşa etmeden de Türkiye kurtulamaz.