Katil olmak için para vermek!

İtalya'da, Saraybosna Kuşatması sırasında "eğlence" maksadıyla Sırp keskin nişancılara para verip onların arasına karıştıkları ve Bosnalı sivillere ateş açtıkları suçlamasıyla bazı İtalyanlar hakkında soruşturma başlatıldığı haberleri düştü medyaya. "Haberde, "eğlence" amacıyla hafta sonu turuna katıldıkları iddia edilen İtalyanların, bugünün değeriyle 80 ila 100 bin avroya karşılık gelen yüksek bir meblağ ödeyerek, cuma akşamları İtalya'nın doğusundaki Trieste kentinden hareket edip hafta sonunu Saraybosna'da geçirdikleri belirtildi."

Yıllar öncesinden bilinen ve hatta belgeseli bile çekilen bir vahşetti bu. Birkaç sene öncesinde ben de "En Pahalısı Çocuk Avı !" başlığıyla yazmıştım köşemde.

Soruşturma bireysel olarak İtalya vatandaşı bazı kişiler üzerinden meseleyi ele alıyor. İnşallah farklı Batı ülkelerinden birçok kişinin "insan avına" bireysel olarak katıldığı da ortaya çıkartılır. Bunun da ötesinde unutmamalıdır ki, Sırpların soykırım vahşetine Amerika ve Avrupa ülkelerinin devlet olarak verdikleri desteğin hesabı sorulmadı hala.

Aliya İzzetbegoviç'e rahmet olsun; "unutulan ve hesabı sorulmayan soykırım tekrar eder" sözünün ne kadar doğru olduğunu, hesabı sorulmadığı için dün Bosna'da soykırıma destek veren ABD ve Avrupa ülkelerinin aynı şekilde Gazze'de Siyonist soykırıma verdiklerini gördük.

Batının, İnsanlığa güzel gösterdiği makyajlı maskesinin altında vahşi kötülüğün sureti vardır. Söz konusu Müslümanlar olduğunda ise bu vahşet azgın şekilde ortaya serilir.

İtalyan Başsavcılığının Bosna'da insan avına katılan katil Avrupalıları tespit edip cezalandırmak için harekete geçmesi çok önemli ve güzel bir adım. Gizlenemez gerçeklerin tarihe not düşülmesi açısından da önemli. Fakat ne Batı'nın Müslüman ve mazlumlara karşı vahşi düşüncelerini ne de aynı düşüncelerin devlet terörü olarak mazlumlar üzerinde uygulanmaya devam etmesini engellemeyeceğini de unutmamalıyız.

Sömürgecilikten köleliğe, işgallerden katliamlara, kauçuk için katledilen milyonlarca Kongo'luya, Cezayir'den Libya'ya, Irak, Afganistan Suriye, Asya ülkelerinden Latin Amerika ülkelerine, Amerika ve Avrupa ülkeleri bazen lokal hadiseler üzerinden geçmişte yaptıkları vahşetleri kabul edip göstermelik özürler dileyerek insanlık karşısında erdemli hareket ettikleri imajı çizseler de aslında bu kocaman bir yalandır.

Çünkü aynı vahşeti bu gün başka bölgelerde başka şekillerde yapmaya devam ediyorlar. Gazze'de olduğu gibi… Filistin topraklarını işgal eden İsrail'in soykırım tecavüz, hırsızlık ve işkence vahşetinin en büyük destekçisi dün bu özürleri dileyen ülkeler değil mi İsrail ordusuna Müslüman öldürme zevki tatmak için katılan Avrupalısından Hint yamyamına kaç farklı ülkeden insan var biliyor musunuz

Gazze'de son Siyonist soykırımı başlamadan çok evvel be meseleyi şöyle yazmıştım.

"En pahalısı çocuk öldürmekmiş... Çocuk öldürmek isteyen kesenin ağzını açacak demişler. Çocuk öldürmek... Çocuk öldürebilmek için para ödeyerek savaş bölgesinde safariye giden batının, dünyaya medeniyet dersi vermeye kalktığı bir zamandayız. Katilin maktüle insan hayatının önemini anlattığı zaman dilimi. İnsan öldürme vahşetini "Müslüman insan" öldürme zevkiyle birleştirerek safariyi başlattılar. İnsan avlamak için katillere para verip katil olan medeni vahşiler !

Sırp keskin nişancıların mevzilerinde yerlerini alan insan avcısı Amerikalı, Rus ve Avrupalı turistler, açlıktan şehrin muhtelif yerlerindeki fırınlara ekmek almaya giden, pazardan sebze almaya çıkan ya da sokakta bombalardan oraya buraya kaçışan insanları hedef almaya başladı.

Bir çocuk… Masum, ne olduğunu bile anlayamayan ama gözlerinin en derin yerini korku ve acı kaplamış bir çocuk, "Medeni Batı'nın çağdaş ve eğitimli bir Avrupalısı" tarafından hedefe alındı ve infaz edildi... Yerde yatan çocuğuna feryatla sarılan bir anne başka bir "medeni Batılı" tarafında vuruldu kalbinden… Babası katledilmiş torununa ekmek götüren bir dede başka bir "medeni Avrupalı avcı" tarafından avlandı! Çünkü öldürülen Müslümandı, öldüren Hristiyan…