Yürek yangını
Ülke olarak büyük acı yaşıyoruz.
Bolu Kartalkaya'da bir otelde meydana gelen yangında 78 canımızı kaybettik.
Yangın sadece oteli değil hepimizin yüreğini yaktı.
Ülkemizde 1 gün süreyle milli yas ilan edildi. Türkiye'de bayraklar yarıya indirildi.
Millet olarak böyle zor günlerde yaşadığımız acıyı dayanışmayla hafifletmeye çalışıyoruz.
Depremde, selde ve diğer afetlerde bir ve beraber olmak millet olmanın önemli göstergelerinden oluyor.
Sayıları az da olsa acımızı yaşamaya bile fırsat veremeden meseleyi tartışma alanına çekmeye çalışan kesimler var. Bunların niyetleri hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısını yaşamak ve geride kalan ailelerin dertlerini paylaşmak değil. Yaşanan acı bir olayı kullanarak buradan siyasi rant elde etmek isteyen bu kesimleri depremlerden, orman yangınlarından, sel gibi afetlerden tanıyoruz. Buralarda yaptıkları yalan haberler, yaydıkları kirli bilgiler ve sözde analizlerle acılarımızı yaşamamıza bile fırsat vermek istemiyorlar.
Ortada olan birtakım belgelere rağmen Bolu Belediyesi'nin sorumlu olmadığına dair nasıl canhıraş biçimde dezenformasyon yaptıklarını görüyoruz. 78 canımızın kaybını unutup Bolu Belediye başkanının sorumlu olmadığını ispata çalışmaları insanlık adına utanılacak bir durum.
Ortaya çıkan bir belge aslında sorunun ne olduğuna dair önemli ipuçları veriyor. Yangından 19 gün önce Bolu Belediyesi Başkanlığı İtfaiye müdürlüğü tarafından yangının olduğu otelde bulunan bir yer için yangın yeterlilik belgesi verilmiş.
Bolu Belediyesi'nin itfaiyeden sorumlu birimi ayrıca facianın yaşandığı otelde yaptığı incelemede tahliye çıkışları, ışıklı yönlendirme levhaları, binadaki acil aydınlatma, elektrik tesisatı uygunluğu, söndürme gereçleri talimatı, algılama sistemleri ile yangın alarmı, paratoner ve duman kontrolünün eksik olduğuna dair rapor hazırlamış. Bu rapor aslında yaşanan facianın neden olduğunu söylüyor.