Yıkıcı olmak
Dünyada sınırlar yeniden çiziliyor. Türkiye çok kritik bir dönemden geçiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "iç cepheyi sağlamlaştırma" vurgusu yapıyor. Milletimizin geleceği ve devletimizin bekası için normalleşmeyi sağlayacak adımlar atılıyor.
Özgür Özel'in Genel Başkan olduktan sonra CHP'de başlattığını söylediği normalleşme söylemleri bir türlü eyleme dönüşmedi. Zira CHP'nin siyaset anlayışının temelinde rakiplerine yönelik yıkıcı olmak ve nefret inşa etmek var. CHP'nin bu ontolojik sorunu Menderes'in idamına neden olmuş, sonrasında da tüm rakiplerine karşı kullanılmıştır.
Yassıada savunmalarında DP'li Mükerrem Sarol CHP'lilerin rakiplerine karşı yıkıcı ve acımasız olmasının nedenini şöyle anlatıyor: "CHP'nin uzun yıllar, memleketi tek başına ve çok sert metotlarla idare etmesi, onu birtakım kötü ve kusurlu alışkanlıklara sürüklemiştir. Memleketin bütün güçlerini daima kendi elinde tutmak ister. Rakipleriyle mücadeleyi sportif ölçülerle yapmaz. Mağlubiyeti hazmetmeye hiç tahammülü yoktur... Kendisinin dışında iktidar tanımaz. Onu yıpratmak için her çareye başvurmaktan çekinmez."
CHP iktidarda olmasa da bürokratik ve askeri vesayet eliyle iktidarını hep devam ettirdi. AK Parti iktidarları döneminde askeri ve bürokratik vesayet önemli ölçüde geriletildi. Ancak CHP bu yeni dönemi hazmedemedi. Bu nedenle her vesileyle 27 Mayıs'ı hatırlatan olaylara destek veriyor.
27 Mayıs darbesini meşru hale getirmek için sistematik olarak kullanılan yalanlar, kavramlar ve yöntemler maalesef bugün de kullanılıyor. İktidara yönelik nefret ilmek ilmek inşa ediliyor. Muhalefet sözcülerinin bugün sıklıkla kullandığı saray rejimi, diktatör, dikta rejimi, adaletsizler, hırsızlar, yolsuzlar, liyakatsizler sözleri geçmişte de Menderes'e ve arkadaşlarına yönelik kullanılmıştı.
Yıkıcı muhalefet anlayışının son örnekleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlıkların bütçe sunumları yapılırken görüldü. Bakanlar sunuma başlamadan önce nezaket gereği plan bütçe komisyon üyelerinin yanına tokalaşmak için gittiğinde sözlü tacizlerle, sloganlarla ve afişlerle karşılanıyor. Zaten her türlü soruyu sorma, eleştiriyi yapma imkanları olmasına rağmen bu davranışları kayıt altına alarak medyaya servis ediyorlar. Muhalefetin komisyon üyeleri konuşmalarını kaydediyor, ardından hemen çeşitli mecralarda yayınlıyorlar. Ancak çoğu sorduğu sorunun cevabını bile beklemeden tripod ve telefonlarını alarak salondan ayrılıyor.