Dünyada savaşlar, göçler, krizler ve kuralsızlık uluslararası sistemin sorgulanmasına neden oluyor. Kurallar ve yazılı metinler üzerine inşa edilen uluslararası sistem çöküyor. Güçlü olanın hiçbir kural tanımadan her türlü insanlık suçunu işlediği bir dönem yaşanıyor.
Mesela Filistin'de soykırımcı İsrail'in insan, kadın ve çocuk haklarını rafa kaldırdığını görüyoruz. Okulların, hastanelerin, evlerin, ibadethanelerin ve yardım kuruluşlarının defalarca bombalandığına şahit oluyoruz. Sağlık, temiz su ve gıda gibi temel insani ihtiyaçların karşılanmasına engel olan işgalci İsrail'e yaptırım uygulanamadığı bir dönemden geçiyoruz.
İnsani yardımları almak için gelen insanların üzerine bombaların atıldığı bir dünyada herkesin rahatsız olması gerekir. Çocukların ve sivillerin açlıktan ölmesini durduramayan bir uluslararası sistem olmaz olsun. Sözün bittiği, kelimelerin tükendiği bir noktadayız. Felsefe ve söylemleri itibariyle çökmüş olan uluslararası sistemin ve kurumlarının sadece binaları ayakta duruyor. İnsani yardımların ulaşmasını sağlayamayan, kendi koyduğu kurallara aykırılıkları engelleyemeyen, insanlık suçlarının işlenmesini durduramayan uluslararası kuruluşların ayakta kalma şansları yok. İsrail soykırımı devam ettikçe ayakta kalan binaları da yıkılacaktır.
Dünyanın önemli bölümünde sorunlar yaşanırken bu sorunlar ülkemizi de etkilemektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle ifade ediyor: "Etrafımız ateş çemberiyle kuşatılmış derken, bunu hamaset olsun diye söylemiyoruz. Aksine, her gün yaşadığımız bir gerçeği ifade ediyoruz."
Türkiye'mizin 'etrafının ateş çemberiyle kuşatıldığını' görmeyi ve bunun için tedbir almayı hamaset olarak tarif edemeyiz. Suriye'deki yeni durum, terör örgütleriyle mücadelemiz, İran, Libya, Afganistan, Pakistan, Rusya, Ukrayna çatışmaları ve mavi vatanda yaşananlar etrafımızın nasıl bir ateş çemberiyle kuşatıldığını gösteriyor. Buna emperyalist ülkelerin ülkemiz üzerindeki hesaplarını da eklediğimizde nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu anlarız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye konumu, tarihi itibariyle bu yeni statükonun etkilerini en çok hisseden ülkelerden biri. Gazze'deki soykırımın; İsrail'in coğrafyamızı istikrarsızlaştırmaya dönük saldırıların, geniş bir bölgede nükseden gerilimlerin tamamı bizi ilgilendirmekte, tedbir almamızı müdahil olmamızı gerektirmektedir" diyerek tehditlere ve almamız gereken tedbirlere dikkat çekiyor.