Soykırım tescillenecek mi

İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımı devam ediyor. Her geçen gün ortaya çıkan yeni görüntüler bütün dünyanın insanlığını sorguladığı soykırımı gözler önüne seriyor. Bombaların ve kimyasal silahların hedefi olan, hayatlarını ve uzuvlarını kaybeden, tıbbi imkanlardan yoksun çocuklar, kadınlar, yaşlılar dünya milletlerinin vicdanında derin yaralar açıyor.

Yaşananlar karşısında şimdiye kadar vicdan sahibi insanların seslerini yükseltmek, Filistin'e destek yürüyüşleri yapmak ve İsrail ürünlerinin boykot etmek dışında hiçbir somut adım atılamadı maalesef. Dün itibarıyla insanlığın vicdanını temsil eden tepkilerin yeni bir boyuta ulaştığını söylemek mümkün. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail'in soykırım sözleşmesini ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı davanın ilk duruşması başladı. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve bazı milletvekillerinden oluşan heyet duruşmaları takip etmek için Lahey'e gitti.

Uluslararası hukukta bir suçun "soykırım" olarak nitelendirilmesi için birtakım özelliklerin olması gerekir. Birleşmiş Milletler'in 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi; soykırımı, bir ulusal, etnik, ırksal ya da dini grubun kısmen ya da tamamen yok edilmesi amacıyla girişilen fiiller olarak tanımlıyor. Bu fiiller arasında grubun üyelerini öldürmek, grubun üyelerine ciddi fiziksel ya da psikolojik zarar vermek, fiziksel yok oluşu sağlamak üzere tasarlanmış yaşam koşullarına kasten maruz bırakmak gibi Filistin'de her türlüsüne yıllardır tanık olduğumuz fiiller yer alıyor.

Soykırımın ispatlanması en zor uluslararası suçlardan biri olduğunun da altını çizmekte yarar var. Çünkü genellikle bu suçu işleyen birey ya da devletler tespit edilmemesi için gereken önlemleri de alırlar. Yalan propaganda da dünyanın en becerikli işgalcilerinden biri olan İsrail 75 yıldır sistematik biçimde soykırımın yapmasına rağmen bu suçtan mahkum olmadı. Ancak Filistin'de devlet yöneticilerinin söylemleri, yapılan saldırılarda izlenen yöntemler ve vahşi uygulamalar yapılanların soykırım suçu olduğunu gösteriyor. İsrail'in tüm önleme girişimlerine rağmen Gazze'de gazeteciler canları pahasına yaşanan vahşeti dünya kamuoyuyla paylaştı. Bu durum suçun tespitini kolaylaştırdı. Anadolu Ajansı'nın foto muhabirlerinin Gazze'de çektiği fotoğraflar soykırım delili olarak mahkeme heyetine gösterildi.