Milli irade ve terör destekçiliği
Ülkemizin gündemi baş döndürücü bir hızla değişiyor.
Yapılan tarihi çağrılar, soykırımcı İsrail'in Lübnan'ı işgal planı, terör örgütleriyle mücadelemiz, sınırlarımızda yaşanan hareketlilik, CHP Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in PKKKCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla görevden alınarak tutuklanması ve ülkemizde kaos oluşturmaya çalışan beşinci kolcuların yaptıkları ülke gündemimizin sadece önemli başlıklarından bazıları...
Son günlerin en önemli konularından biri CHP Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden alınması ve tutuklanması. Özer'in tutuklanma gerekçesi PKKKCK silahlı terör örgütü üyesi olması. Görevden alınmasına ve tutuklanmasına itiraz edenlerin gerekçesi ise halkın oyları seçilmiş bir bilim insanı olması. PKK terör örgütü ilişkisi nedeniyle görevden alınanların yerine atanan kayyumlara itiraz edenler nedense PKK terör örgütünü reddetmiyorlar.
Bu durumu maalesef bu son olayda da gördük. Esenyurt Belediye Başkanı'na destek verenlerin ağzından şu cümleleri duymak isterdik...
PKK terör örgütünü kınıyoruz.
Ülkemize verdiği zararları nedeniyle PKK terör örgütünü lanetliyoruz.
Terörün her türünün ve destekçilerinin karşısındayız.
Kayyuma karşı olduklarını söyleyenler eğer bu ve benzeri cümleler kurmuyorlarsa bu durum terör örgütüne destek anlamına gelebilir.
Ahmet Özer, Esenyurt'a aday yapılmadan önce CHP'nin adayı ilan edilmişti. CHP, ilan ettiği adayı geri çekerek yeni aday olarak Ahmet Özer'i belirlemişti. CHP ile DEM ortaklığını gizlemek için ittifakın adını kent uzlaşı olarak açıklamışlardı. Ahmet Özer'in DEM kontenjanından aday yapıldığını bilmeyen yok. Bu kişinin PKK terör örgütü ile ilişkisini bilmeyen yok. PKK'ya terör örgütü demediğini bilmeyen yok. Seçildiği takdirde "kurtarılmış bölgeler" oluşturma ihtimalini bilmeyen yok. Üstelik seçim döneminde bu risklere karşı uyarı yapan çok sayıda siyasetçi ve gazeteci olduğunu bilmeyen yok.
CHP yöneticilerinin sürekli olarak millet iradesine vurgu yapıyor. Ülkemiz siyasi tarihinde darbelerle anılan, millet iradesini tanımayan, darbecilere destek veren bir partinin millet iradesini öğrenmesi kendileri açısından iyi bir gelişme. Ancak ne kadar samimi olduklarını tahmin etmek zor. Zira önceki Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu, darbe olursa tankın üstüne ilk ben çıkarım demişti ama 15 Temmuz hain darbe gecesini televizyon önünde kahve içerek geçirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece ülkemizi dönüştürmedi. Dünün darbeci ve yasakçı partilerinin sözleriyle olsa da demokrat ve özgürlükçü açıklamalar yapmasını sağladı.