Farklı alanlarda faaliyet gösteren çok sayıda uluslararası kuruluşlar var.
Futbolda, kültürde, ekonomide, hukukta, insan haklarında, sendikacılıkta ve benzeri birçok alanda uluslararası kuruluşlar var.
Bu kuruluşların kağıt üzerindeki amaçlarıyla yaptıkları arasında çelişkiler olduğunu görüyoruz.
Söz konusu Türkiye olunca kurumsal ilkelerine göre hareket etmediklerine şahitlik ediyoruz.
Zira uluslararası kuruluşların politikalarını emperyalist devletler belirliyor. Bu nedenle uluslararası kuruluşların politikalarında kimi dönemlerde ilkelere göre ülkelere göre hareket edildiğini görüyoruz. Türkiye'ye karşı uluslararası kuruluşların çok sayıda çifte standart uyguladığını da biliyoruz.
Mesela Türkiye ile ilgili olarak bu konularda son bir haftada yaşanan üç olayı ele alalım.
Türkiye "gri listeden" çıkarıldı.
Türkiye, Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkarıldı.
Türkiye'nin, OECD bünyesinde faaliyet gösteren FATF Genel Kurulu'nda "gri liste" olarak tabir edilen "artırılmış izleme sürecinden" çıkarılmasını ekonomimizi olumlu etkileyecektir. Listeden çıkış uluslararası kaynak girişini hızlandıracak, borçlanma maliyetlerini azaltacak ve dezenflasyon sürecini de hızlandıracaktır.
Genel Kurul, stratejik karapara aklama ve terörün finansmanıyla mücadelede eksikliklerini giderme konusunda Türkiye'nin kaydettiği ilerlemeden dolayı tebrik ederek "gri listeden" çıkardı.
Burada sormamız gereken soru şudur: Türkiye gri listeye objektif kriterlere göre mi alınmıştı Bu kararda uluslararası siyasetin etkisi olduğunu unutmamak gerekir.
Türkiye işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasındaymış!
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun (ITUC) her yıl küresel haklar endeksi açıklıyor. ITUC Türkiye ile ilgili olarak kendisine gönderilen yalan bilgileri araştırmadan doğru kabul ederek bir liste yayınlıyor. 2016 yılından beridir ülkemizi işçi haklarında dünyanın en kötü 10 ülkesinden biri olarak ilan ediyor.
Rapora göre Türkiye'de işçilerin hak ve özgürlüklerinin yıllardır aralıksız olarak saldırıya uğradığı iddiası var. Çalışma hayatında yapılan sayısız reforma rağmen bu tespiti yapmak için ideoloji gözlüğü takmak lazım.