Çevre duyarlılığı iddiasıyla başlayan Gezi kalkışmasının üzerinde 12 yıl geçti. Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında, Gezi Parkı'ndaki bazı ağaçlar başka yere nakledilmişti. Bu bahanesiyle başlatılan eylemler uluslararası güçlerin de içinde olduğu bir kalkışmaya dönüştürüldü. Seçilmiş hükümeti gayri meşru yöntemlerle yıkmak hedefleri olduğunu gezicilerin kendileri ifade ediyor. Hatta o dönem Twitter üzerinde occupygezi (işgal etmek) ve direngeziparki gibi etiketler açılmış, "direniş" ve "ayaklanma" gibi çağrılar yapılmıştı.

Ülkemizin ekonomisine maliyeti doğrudan 1,4 milyar dolar oldu. Dolaylı maliyeti ise çok daha büyük rakamlar. Sosyal barışa ise büyük zarar vererek tam bir şiddet ve vandallık yaşanmasına neden oldu.

14 Mayıs 2013 tarihinde IMF'ye kredi borcumuzun son taksitini ödemiş ve 19 yıl sonra borcumuzu sıfırlamıştık. Yıllarca "Kahrolsun IMF, Bağımsız Türkiye" sloganı atan solsosyalist kesimlerin Gezi kalkışmasında sermaye çevreleriyle birlikte hareket etmesi büyük çelişkidir. Gezi kalkışması öncesi uzun yıllar sonra en iyi ekonomik göstergelere ulaşmıştık: Ekonomik büyüme yüzde 4.2, işsizlik yüzde 9, yıllık enflasyon yüzde 6.13, tahvil faizleri yüzde 4.61 ve dolar kuru 1,90 lira. Gezi kalkışmasından hemen sonra ekonomik büyüme yüzde 2.9, işsizlik yüzde 10'lara, yıllık enflasyon yüzde 8.17'lere, tahvil faizleri yüzde 9'lara ve dolar kuru 2,20 liraya yükseldi. Borsa üç ay içinde yüzde 40 değer kaybetti.

Gezi kalkışması sırasında afişlere ve sloganlara yansıyan hakaretler çok utanılacak türdendi. Gençlerin esprileri diyerek hafifletilmeye çalışılsa da utanç verici sözler ve eylemler yaşanmıştı. Gezi eylemlerini başlatanlar için kendiliğinden oluşan sivil bir halk hareketi denilse de kadrolu eylemcilerin ve profesyonel örgütçülerin tertip ettiği bir eylem olduğu görülüyor. Zira eylemleri yönetenlere baktığımızda her türlü sol fraksiyonlar, sosyalistler ve örgütlü yapılar karşımıza çıkıyor. Ayrıca eylemlerde TİKKO, MLKP ve DHKP-C gibi birçok terör örgütünün paçavraları ve elebaşlarının posterleri vardı.