Gezi kalkışmasında 'örgütçü' kötülük
Çevre duyarlılığı kullanılarak başlayan Gezi eylemleri kısa sürede bir kalkışmaya dönüştürüldü.
Eylemler kitleselleşince marjinal sol örgütler devreye girdi.
Çevreye duyarlılarının başlattığı eylem olduğu söylense de kısa sürede terör örgütlerinin sloganlarının atıldığı, afişlerinin taşındığı gayrimeşru bir kalkışma oldu.
Gezi kalkışmasının sivil bir halk hareketi olduğu iddiasının ise doğru olmadığı sonradan ortaya çıktı. Gezi eylemleri başladıktan hemen sonra devreye 'kadrolu eylemciler' ve 'örgütçüler' girdi.
Gezi eylemleri sırasında "Taksim Platformu" adlı bir yapı oluşturuldu. Halkın kendiliğinden oluşan hareketi denilmesine rağmen bu platform adına dönemin Başbakan vekiliyle görüşenler DİSK, KESK, TTB, TMMOB gibi örgütler oldu. Bu örgütlerin ortak özellikleri PKK'ya 'terör örgütü' dememeleri.
Gezi kalkışmasında 45 ambulans, 80 belediye otobüsü, 85 otobüs durağı, 214 özel araç ve 240 polis aracı ateşe verildi. 58 kamu binası, 14 siyasi parti binası ve 337 işyeri tahrip edildi. Gezi kalkışmanın Türkiye ekonomisine doğrudan maliyeti 1,4 milyar dolar oldu. Gezinin başladığı 2013 yılının Mayıs ayında faiz oranları yüzde 4,52 ile Cumhuriyet tarihinin en dip seviyesindeydi. Gezi olaylarından sonra kısa sürede yüzde 8,5 oldu.
Borsa İstanbul'da şirketlerin piyasa değeri yüzde 40 değer kaybıyla birlikte 164 milyar lira geriledi.
Yüzde 6,13'e kadar gerileyen yıllık enflasyon, sonraki 3 ayda yüzde 8,88'e yükseldi.
Yüzde 8,9 seviyelerinde olan işsizlik, bir yıl içinde çiftli rakamlara ulaşarak yüzde 10,6 oldu. Yaşanan büyük şiddete rağmen halen Geziyi demokrasi talebiyle sokağa çıkan sivil bir halk hareketi olarak sunmaya çalışanlar var. Halen yaşanan vandallığı, yıkıcılığı ve gayrimeşru yöntemleri savunanlar var.
Gezi kalkışmasına methiye düzenlerin şimdiye kadar orada yaşanan vandallığa, yıkıcılığa ve gayrimeşru yöntemlere yönelik reddiyelerini göremiyoruz. Bunu yapmamaları orada yaşanan tüm olumsuzlukları kabul ettikleri anlamına geliyor.