Erdoğan'ı tanıyamamak

Seçimlerde Erdoğan'ı yenemeyenler, farklı kesimleri bir araya getirmek için Erdoğan nefretini inşa etmek için her yolu kullandılar. Yalanlar, iftiralar, itibar suikastleri ve her türlü karanlık senaryoları devreye aldılar.

27 Mayıs darbesinden önce CHP'nin ve yandaş medyasının yürüttüğü propagandayla DP ve Menderes nefret objesine dönüştürüldü. Yassıada'da yargılanan DP Milletvekillerinden Samet Ağaoğlu bu konuda şunları söylüyor: "Bu tarihin sahifelerinde bir iktidarı devirmek, manen öldürmek, şeref ve haysiyetten mahrum kılmak için çeşitli gizli, açık kuvvetlerin nasıl el ele verdiklerinin, her vasıtayı nasıl ve ne kadar insafsızca kabullendiklerinin hikayeleri de yazılıdır."

DP'li Mükerrem Sarol ise Yassıada savunmalarında CHP zihniyetinin muhaliflerine karşı nasıl nefret oluşturduğunu şu sözlerle anlatıyor: "CHP'nin uzun yıllar, memleketi tek başına ve çok sert metotlarla idare etmesi, onu birtakım kötü ve kusurlu alışkanlıklara sürüklemiştir. Memleketin bütün güçlerini daima kendi elinde tutmak ister. Mağlubiyeti hazmetmeye hiç tahammülü yoktur. Kendisinin dışında iktidar tanımaz. Onu yıpratmak için her çareye başvurmaktan çekinmez."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailesi ve partisine oy verenler de Yassıada zihniyetini temsil edenler tarafından nefret objesi haline getirildi. Toplumda Erdoğan nefretinin oluşması için yıllardır yalanlar ve iftiralar ürettiler. Bilinçli biçimde ilmek ilmek dokunan bu nefret cinnete dönüştü. Her sorunun kaynağını Cumhurbaşkanı Erdoğan gören bir kitle oluştu. Daha da tehlikelisi bu nefret ve cinnet hali sıradanlaştı.

İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili belli kesimlerin iddiaların neler olduğuna bile bakmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçlamalarının nedeni bu nefretin sıradanlaşmasıdır. Bu nefret hakikati aramanın önüne geçmektedir. Halkın sokağa çağrılmasının nedenlerinden biri de aslında yolsuzluk iddialarının konuşulmasını engellemektir. Ancak oluşturulan suni nefreti sokağa taşıyarak şiddete neden olanlar hesap vereceğini bilmelidir.

Eylemlerde yapılan konuşmalarda ve bazı afişlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "korkma" diyenleri görünce gülüyorum.

Kırk yıldan fazla süredir sokakta siyaset yapan birine "korkma" diyorlar.

Vesayet odaklarıyla mücadele ederek gelmiş bir lidere "korkma" diyorlar.

Askeri vesayetin en güçlü olduğu dönemde vesayet heveslisi komutanlara ağzının payını veren Erdoğan'a "korkma" diyorlar.