'Dünyanın en uzun hüznü'
Gazze'de yaşanan soykırım dünyanın tüm vicdanlı insanlarını rahatsız ediyor. Soykırım yapan işgalci İsrail insanlık tarihinin en vahşi cinayetlerini işliyor. İsrail insanları sadece savaş suçu kapsamındaki silahlarla öldürmüyor. Sağlık malzemelerinin ve insani ihtiyaçların Gazzelilere ulaşmasını engelleyerek insanlık tarihinin en acı dramının yaşanmasına neden oluyor. Filistinlileri öldüren silahlar, bombalar ve savaş araçlarına şimdi de açlık riski ekleniyor. Yaşanan soykırım sonucu kaybettiğimiz binlerce Filistinli varken şimdi açlık tehdidi yeni ölümler getirebilir.
Siyonist İsrail, 111 günde Gazze'de 26 binden fazla, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te ise 371 Filistinliyi katletti.
Katledilen Filistinlilerin 11 bini çocuk, 7 bin 500'ü kadın.
63 bin 354 Filistinli ise yaralandı.
Gazze'de soykırımcı İsrail'in yaptığı büyük yıkım nedeniyle enkaz altında halen binlerce insan var.
İşgalciler Gazze'de ilaç, gıda ve su gibi en temel insani ihtiyaçların bölgeye ulaşmasını engelliyor.
Merhum şair Erdem Beyazıt bir şiirinde dediği gibi:
Dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.
Bu mısralar hissiyatımızı anlatıyor. İşgalci İsrail'in soykırımı tüm dünyayı hüznü boğarken, yaşananları durduramamanın acısı düşüyor bizlere.
Günlerdir Filistinlilerin yaşadığı insanlık dramını anlatan haberlere, videolara ve fotoğraflara bakıyoruz. Gazzeli çocukların neyi özledikleri sorusuna verdikleri cevapların olduğu bir video gördüm.
Gazzeli çocuklar "Neyi özlüyorsun" sorusuna şu cevapları veriyor.
Pembe oyuncak bebeğimi...
Evimi. Çünkü evimde oyuncaklarım vardı.
Bisikletimi ve köydeki her şeyi. Eşyaları bile...
Televizyon. Çünkü Maşa ile Koca ayıyı izlerdim...
Eşyalarımı, okul malzemelerimi ve evimi özledim.
Babamı, annemi...
Kıyafetlerimi, arkadaşlarımı, okulumu...
Ailemle birlikte yemek yemeyi...
Kanepede oturmayı...
Onlarca çocuğun özlemleri yaşanan dramın ne kadar büyük olduğu gösteriyor.
Filistinlilerin yaşadığı insanlık dramını anlatmaya kelimeler yetmiyor.
Anestezi olmadığı için ameliyatlar canlı canlı yapılıyor.
Bir baba yaralı kızının koluna dikiş atılırken kucağında acıyla kıvranan kızıyla birlikte gözyaşı döküyor.
Hekim bir baba anestezi olmadan kızının ayağını kesmek zorunda kalıyor. Allah'ım ne büyük bir imtihan.