Bütçede sosyal devlet

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu teklifi bütçe bağlama toplantısı dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapıldı.

Geçen ay itibarıyla 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programı Resmî Gazete'de yayınlanarak resmiyet kazanmıştı. OVP kapsamında ekonominin büyümesi, istihdam görünümü, finansal istikrar ve fiyat istikrarının sağlanması gibi konularda izlenecek yol haritası belirlenmişti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Ak Parti Hükümetlerinin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ise 7'nci bütçesi olacak.

Türkiye dünyadaki belirsizliklerin çok yoğun olduğu bir dönemde ekonomik risklere karşı programlar çerçevesinde bir bütçe yapıyor. Ayrıca siyasi adımlarla iç cephesini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Zira dünyada yaşanan savaşlar, göç dalgaları, dünyanın başının belası haline gelen soykırımcı İsrail'in işgal politikaları ve PKKYPG terör örgütünün ülkemize yönelik terör faaliyetleri ülkemiz açısından mücadele edilmesi gereken alanlar.

Bugüne kadar içeriden ve dışarıdan kaynaklanan riskleri bertaraf etmede ülke olarak önemli bir performans gösterdik. Bu kapsamda hayat pahalılığı nedeniyle vatandaşlarımızın refah seviyesindeki azalmayı telafi edecek ve kalıcı refahı sağlayacak bir bütçe yapmak büyük önem taşımaktadır.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 2025 yılı bütçesine dair yaptığı sunumda "bütçenin yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, sosyal refahı artırıcı bir yaklaşıma sahip olan" bir bütçe olduğunu ifade etti.

Hazırlanan teklife göre 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin 12 trilyon 800 milyar lira, bütçe açığının ise 1 trilyon 931 milyar lira olacağı öngörülüyor. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 3,1 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.