Dünyada olağanüstü günlerin yaşandığı bir dönemdeyiz.

Üçüncü dünya savaşı ihtimalinin konuşulduğu, büyük göçlerin yaşandığı, soykırımcı İsrail'in Filistin ve Lübnan'da işgal ve katliamlarını artırdığı, ülkemize sınır olacak bir terör devletinin kurulmak istendiği, terör örgütlerinin ülkemizi hedef aldığı bir dönemden geçiyoruz.

Ülkemiz içinde de beşinci kolcular sürekli dezenformasyon yaparak ülkenin yönetilmediği algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Her gün çok sayıda yalan ve iftira içeren haberler, açıklamalar ve paylaşımlar Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yalanlanıyor. Bunların temel amacı ülkemizde karışıklık olduğu ve bunun yönetilemediği algısının geniş kitlelerde oluşmasını sağlamak.

Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunlara karşı siyasi çözümler üretmek için çeşitli adımlar attığı bir dönemde terör örgütü TUSAŞ'a saldırdı. PKK terör örgütünün saldırısında 5 vatandaşımız şehit oldu, 22 vatandaşımız ise yaralandı.

Saldırılan kuruma, saldırının zamanına ve saldırıyı yapan taşeron terör örgütüne baktığımızda verilmek istenen mesajı anlamak zor değil.

Terör saldırısının tetikçisinin PKKYPG terör örgütü, azmettiricilerinin ise Amerika ve İsrail olduğu görülüyor. Soykırımcı İsrail'in işlediği insanlık suçlarına karşı devletimizin verdiği sert tepkiler nedeniyle İsrail, iplerini ellerinde tuttuğu PKK terör örgütünü ülkemizin üzerine saldıkları anlaşılıyor.

TUSAŞ'a yapılan terör saldırısıyla Cumhurbaşkanımızın son aylarda sıklıkla vurgu yaptığı 'iç cepheyi güçlendirmek' ve 'birlik ve beraberlik' mesajlarının anlamı daha iyi anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "işgalci İsrail'in bundan sonraki hedefi Türkiye'dir" derken soykırımcı İsrail'in iplerini tuttuğu terör örgütlerini ülkemize saldırtarak hedef alma ihtimalini dile getiriyordu.

TUSAŞ ülkemizin savunma sanayiindeki gözbebeği kuruluşlarından biridir. Milli imkanlarla kendi mühendislerimiz tarafından yürüttüğü milli projeler nedeniyle hedef alındığı düşünülüyor.

Beşinci nesil savaş uçağı olan milli muharip uçak KAAN burada üretiliyor.